18 Temmuz 2016 Pazartesi

Son Günlerde Artan Tacizler ve Giyinme İlişkisi


Son olaylardan sonra sokaklarda kızlara, giyinme şekilleri yüzünden artan çirkin baskı ve tacizler ve Kuran'dan anladığım kadarıyla giyinme biçimi önerileri hakkında birşeyler yazayım dedim..

Zira son bir kaç gündür listemdeki bazı kızların sokakta yürürken, sırf başları açık olduğu için; bazı tipler tarafından üzerlerine arabalar sürüldüğünü, taciz edildikleri, ve şaşkın bir halde sokağa hangi kıyafetlerle çıksak acaba, artık kapansak mı, korunmamızın başka çaresi yok galiba şeklinde paylaşımlar yaptıklarına şahit oldum...

İslam adına getirmeye çalıştığınız anlayış bu mu???? ALLAH'a yemin ederim ki böyle bir anlayışın barış, özgürlük, eşitlik ve adalet dini olan İslam'la hiçbir alakası yok, olamaz da. İslam bütün bu zorba ve dikteci hareketlerden uzaktır. Bu uygulamaya çalıştığınız dinin adı olsa olsa zorbalık dini olabilir, zulüm dini olabilir, tacizcilik, tecavüzcülük dini olabilir, putperestlik dini olabilir.. Ama İslam asla ve asla olamaz. Böyle bir dine uyanlara da "Müslüman" değil ancak "Müşrik" denir. Bu şekilde zorbalıkla, zulümle, tacizle siz insanları Dindar yapacağınızı mı sanıyorsunuz? Bu yolla insanların olacakları tek şey; içten içe bu dinin düşmanı olmaktır! Ya da "Münafık" tabir ettiğimiz, dışardan sizin gibi gözüken, giyinen, davranan ama aslında hiç alakaları olmayan, hatta zulmünüzden ötürü size de içten içe kim besleyen tipler oluşturmuş olursunuz ancak..

Bu inanın o kadar üzücü ki; bu zülmü yapanlar inandıklarını iddia ettikleri "kitabı" 1 kez dahi "anladıkların dilden" okumamışlar demektir. Ondan bundan, ALLAH dışında tapındıkları üfürükçülerden, gavslarından, şeyhlerinden, sahte hocalarından, diktatörlerinden, din sömürücülerinden öğrendikleri saçmalıkları din sanmışlar. Hiç okumamışlar, araştırıp hiç sorgulamamışlar..Açıp samimi bi şekilde ALLAH bana ne diyor diye anlamaya çalışmamışlar. Müslüman olmalarının(daha doğrusu öyle gözükmelerinin) tek sebebi; Müslüman bir ülkede doğmak..Yoksa Kuran'ı okuyup, ordaki bilgileri varolan evren delilleriyle ve kendi yüreklerindeki içsel delillerle karşılaştırıp da, evet bu ancak ALLAH'ın kitabı olabilir, O'ndan başkası tarafından yazılmış olamaz" şeklinde bir şahitlikleri asla olmamış ne yazık ki...Ama iki yüzlü bir şekilde şahitlik ederim ki ALLAH birdir, Muhammed Nebi O'nun kulu ve elçidisidir diyebiliyorlar. Peki bu süreçten geçmediyseniz buna nasıl şahitlik ettiniz yalancılar????

Böyle tipler Hindistan'da doğsalardı Hinduizm dinine mensup olacaklardı, Tibet'te doğsalardı Budist, Amerika'da doğsalardı Hristiyan, İsrail'de doğsalardı da Yahudi olacaklardı ve yine mensup oldukları dinin öğretilerini okumadan, sorgulamadan, deliller umurlarında olmadan, kendilerine ezberletilen dinler neyse onların bağnazlıklarını ve hurafelerini sürdüreceklerdi. Çünkü "cahiller.."Ve cehaletin otomatikman doğurduğu tek sonuç ve sıfat olan "zalimler.." İnandığınızı iddia ettiğiniz kitabı açın bir bakın bakalım. İnsanlara zorla mı dini kabul ettirin diyor, yoksa en güzel yollarla anlatın, sadece öğüt verin, siz onlar üzerinde bir zorba değilsiniz, baskıcı olmayın, dinde asla zorlama yapmayın mı diyor???

KURAN 88/21-22 (Gaşiye 21-22): ''Artık sen öğüt ver! Sen ancak bir öğüt vericisin. Sen, onlar üzerinde bir zorba değilsin.''

KURAN 2/256 (Bakara 256): "Dinde zorlama yoktur. Artık doğru ile yanlış, birbirinden ayrılmıştır: O halde, kim şeytani güç odaklarını reddeder de ALLAH'a inanırsa, kesinlikle kopmaz bir kulpa yapışmış olur: zira ALLAH her şeyi sınırsız işitendir, her şeyi limitsiz bilendir."

Kısaca size ne abi? Herkes istediği gibi özgürce giyinebilir. Size düşen görev sadece insanlara doğru olanı anlatmak, güzel bir dille öğüt vermek. Ama bundan da önemlisi; doğruyu önce kedin öğrenmek..Zira öğrenmeden öğretemezsiniz.. Öğretirken kullanacağınız düzgün üslubu da öğrenmek. Kısaca; erdemli ve uzuvları belli olmayacak şekilde, tahrik edici olmayacak şekilde sade ve düzgün giyinmelerini "ÖĞÜTLEMEK". Olay bu..Öğüt bu..
Zorlamak değil, zulüm değil, baskı değil. Üzerine araba sürmek, taciz etmek hele hiç değil. Sen kimsin??Öğüt verip, güzel bir dille insamlara doğruyu anlatırsınız. Yaparlar ya da yapmazlar, bu tamamen onların özgür iradeleriyle verebilecekleri bir karar. Ve bu kararlarının sonucunda, hesabı ne sana, ne bana, ne de bir başkasına vermeyecekler. Ancak ALLAH'a verecekler.

Ha burda şu ayırtı var; onlar da diğer insanlara kendi istedikleri biçimi dayatmayacaklar. Zira bu da başka bir zulümdür. Ve buna da karşı çıkarım. Yani başı kapalı olan bir kızın da siz herhangi bir yöntemle başını açmasına zorlayamazsınız. Siz de dayatmayacaksanız. Kişisel tercihlerle ilgili konularda herkes nasıl istiyorsa öyle giyinebilecek. Tamamen özgür olacak. Lafta değil, samimi olarak tamamen özgür..Bir başkasının giyim tarzına hiçbir şekilde karışma ya da müdahalede bulunma hakkını kimseye vermemiş ALLAH. O yüzden kimse kendini ALLAH sanmasın. Öyle gücü eline geçiren taraf hangi taraf olursa olsun, kendi kurallarını dikte etmeyecek yani...Güçsüzken mağduru oynayıp güç ele geçirince zalim olmayacak..Kuran'a göre olay da bu zaten. bknz:

Kininiz dahi olsa, hatta düşmanınız dahi olsalar adil olacaksınız:

KURAN 5/8 (Maide 8): "Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır."

Hatta ailenizden olsa dahi adil olun:

KURAN 4/135 (Nisa 135): ‘’Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutunuz; kendiniz, anne babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa, Allah için şahitlik eden kimseler olunuz. Haklarında şahitlik ettikleriniz zengin olsunlar, fakir olsunlar, Allah onlara sizden daha yakındır. İğreti arzularınıza uyup adaletten sapmayınız. Eğer şahitlik ederken dilinizi eğip bükerseniz ya da doğruyu söylemezseniz, muhakkak ki Allah yaptıklarınızı bilir.’’

Yeri gelmişken söyleyeyim; Kuran'da başın örtülmesini direkt olarak emreden bir ayet yok. Hep bahsedilen 24:31 (Nur Suresi 31. ayet)'te geçen ifade; göğüs, dekolte veya yaka dediğimiz tahrik edici kısımların örtülmesiyle alakalı. (Hani magazin haberlerinde hep çıkar ya dekoltesi gözüktü kamera oraya zoomlar vs sanıyorum o tarz birşey) Orda geçen örtü kelimesi(hamr ya da humr) başörtüsü mü yoksa normal bir örtü mü(yani herhangi bir kıyafetle örtmek, tişört, sweatshirt, fular tarzı birşey ya da başörtüsü) bu net değil, hala tartışmalı bir konu. O yüzden ben İslam'da net bir şekilde başını örtmek vardır veya yoktur diyemem, demekten ALLAH'a sığınırım. Belki de ALLAH örfe pay bırakmıştır?...En doğrusunu ALLAH bilir.

Dolayısıyla bir kadının sırf başını örtmediği için 'Kuran'a uygun giyinmediğini' söylemek de, örttüğü için; 'bu, dinde yoktur' demek de doğru değil bence. Herkes bu ayetleri kendisi okusun. Araştırsın, kararını kendisi versin. Ve özgürce, hiçbir baskı olmadan uygulasın ve inandığı gibi giyinsin...Dediğim gibi, olay; erdemli, düzgün ve tahrik etmeyecek, tahrik edecek yerleri ortaya sermeyecek bir kıyafet biçimi benim Kuran'dan anladığım..Ki bu da çok makul...İnsan doğasıyla da %100 uyumlu...

33/59 (Ahzab Suresi 59. ayet)'te geçen cilbab ifadesi ise; uzuvların çok belli olmadığı, tahrik edici olmayan "dış giyisi" demek. Öyle çarşaf filan değil. Pantolon da dış giyisidir, sweatshirt de, ceket de, hırka da. Kısaca benim anladığım kadarıyla; ALLAH erdemli ve düzgün bir kıyafet istiyor kadınlardan. Rahibe kıyafetine, ya da siyah kuşak Ninja kılığına girmelerini değil. 7. yüzyıl arap toplumuna ait kıyafetleri de değil. Böyle bir iddia ALLAH'ın dinini 7. yüzyıl Arap coğrafyasına hapsetmek olur. Oysa ALLAH'ın dini evrenseldir. Yani tüm zamanları ve mekanları kapsayıcı evrensel ve insan doğasına %100 uygun yegane yaşam biçimidir...

Ama bunlardan da önce asıl erkeklere tacizci gibi kadınları dikizlememelerini söylüyor! bknz:

KURAN 24/30 (Nur 30): "İnananlara, gözlerini sakınmalarını (kadınlara gözünü dikip bakmamalarını) ve iffetlerini korumalarını bildir. Bu, onlar için daha temiz bir davranıştır. Elbette ALLAH yaptıklarından haberdardır."

İşte böyle kalabalıkları, kelle sayılarını, sürü psikolojisiyle, koyun gibi dolaşan, baskıcı, zorba, zulüm ve taciz düşkünü Müslüman görünümlü Müşrikleri, ALLAH'ı bırakıp şeyhlerine, hoca efendilerine, diktatörlerine tapınan putperest tipleri barış, eşitlik, adalet ve özgürlük Dini olan İslam'ın mensupları olarak göremeyeceğimizi ALLAH her defasında söylüyor:

KURAN 6/116 (Enam 116): "Yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni ALLAH'ın yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyuyorlar ve onlar sadece tahminde bulunup saçmalıyorlar"

ALLAH'ın size verdiği zekayı, akıl nimetini mutlaka kullanın. Zira;

KURAN 8/22 (Enfal 22): "ALLAH yanında, yaratıkların en kötüsü, akıllarını kullanmayan sağır ve dilsizlerdir."

KURAN 10/100 (Yunus 100): "Allah aklını kullanmayanları pislik içinde bırakır."

Bu din fıtrat dinidir. Yani kendi doğana geri dönüş..İnsan doğasındaki iyiliğe ve ALLAH'a yönelme içgüdüsüne..İçindeki iyiliği, erdemi yakalamak olayı..

KURAN 30/30 (Rum 30): ''Böylece sen, bâtıl olan her şeyden arınmış olarak, yüzünü kararlı bir şekilde ALLAH'ın, insanları üzerinde yarattığı doğa/fıtrat kanununa/ dine çevir! ALLAH'ın, insanın doğasına yerleştirdiği fıtrata uygun davran ki, ALLAH'ın yarattığında bir bozulma ve çürümeye meydan verilmesin. Bu, gerçek dinin amacıdır; fakat insanların çoğu bilmez.''

Şüphesiz ALLAH doğruyu söyledi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder