Herkese selam!
Tam da uzun süredir blog yazmadım yahu hangi konuda yazsam acaba diye düşünürken bir arkadaşımın profilinde paylaştığı video beni bayağı güldürdü. Ve bu konuda yazmaya karar verdim..
Sevimli zeka küpü dostumuz Tanrı'yı soktuğunu iddia ettiği kendi minik mikrobik mantarsı mantığındaki sınavda sınıfta bırakıyor : ]] Bırakıyor ama bahsettiği mantığa ve bilime aykırı zırvalar bir takım kitleyi kendine inandırdığı için yazmak gerek diye düşündüm. Hadi önce neler söylüyor, hep beraber bir bakalım görelim:
Video telefon ve tabletlerde çalışmayabilir. O yüzden mobilden girenler şurdan yaksın: Zeka küpü sevimli dostumuzun Tanrı'nın imtihanı geçemediğini iddia eden düşüncemsileri
Cidden çocuksu soruları güldürdü. Eleman ya çocukluğunda ya da bayağı bir 90’larda kalmış : ] Zira düşünce ve duyguların kaynağını hala sadece beyin sanıyor. Bilgilerin sadece beyinde değil tüm vücudumuzu saran DNA sarmallarının her birine işlenmiş olarak saklandığı bilimsel olarak ispat edileli bayağı oldu. Beyin daha çok bir işlemci, bu bilgileri işleme aracı görevi görür..Reankarnasyon sanılan anılar da, görüntüler ve sesler genelde yakın veya çok uzak atalarımızın DNA'larımıza işlenmiş ve bizde zaman zaman beliren anılarından ve bir takım halüsinatif durumlardan ibarettir. Bir ses, bir koku, bir görüntü, eski bir film karesi veya ziyaret edilen tarihi ya da antik yerler, duygular vs vs hem bu tür uzak veya yakın atalarımızdan kalma anıları hem de kendi geçmiş anılarımızı açığa çıkarabilir...Dediğim gibi bilgilerin sadece beyinde değil tüm hücrelerdeki DNA'lara işlenerek saklandığı ve hafızanın ve hislerin bu şekilde saklandığı bilimsel olarak çoktan ispat edildi. Hatta veri depolama işlemi bile DNA’lara yüklenecek gelecekte. Bknz:
İş veri depolamaya gelince kimse DNA’nın eline su dökemez
Ayrıca sakın Tanrı’nın insana ruh üflemesi denilen şey; evrim sürecinin ta kendisi olmasın? : ] Eğer Evrim gerçekse, ALLAH’ın en büyük delillerinden biridir. Ve evrenin evrimiyle paralel olarak gelişen canlının bir kolunun şartlara uyum sağlaya sağlaya, öğrene öğrene, fiziksel değişimlere uğraya uğraya, adapte ola ola gelişerek insana evrilmesi: yani inasanın evrimsel gelişimi ona düşünebilme ve hissedebilme; bakarken görebilme yetisi, duyarken işitebilme, ve olayları birbirine bağlayıp bir sıraya koyarak birleştirebilme (akletme) yetisi, ve tecrübelerle hissiyat gelişimi vermiştir. Aşağıdaki pasajlarda evrime işaret ettiği düşünülen ayetler mevcuttur. bknz:
KURAN 21/30 (Enbiya 30): ''İnkar edenler görmedi mi: Gökler ve yer bitişik iken Biz onları birbirinden ayırdık. Her canlı şeyi de sudan yarattık. Hala mı inanmıyorlar?''
(Kaldı ki bu ayet hem canlılığın sudan başladığını bildirerek bir evrimsel sürece işaret edebileceği gibi, Alttaki ayetle de beraber okunduğunda Big Bang Teorisi'yle yüzde yüz bir uyum gösteren veya Dünya'nın Güneşten kopan parçalardan oluştuğunu anlatan ve Evrenin sürekli genişlediğinden bahsederek Evrenin kendi evrimsel sürecini de anlatmaktadır bundan tam 1400 yıl önce :] )
KURAN 51/47 (Zariyat 47): ''Bütün bir göğü kendi güç ve kudretimizle Biz inşa ettik ve onu sürekli genişleten de Biziz.''
bknz: Ayın ve Dünyanın Oluşum Hikayesi
bknz videolu olarak: Big Bang Teorisi nedir?
ve bknz yazılı olarak: Big Bang (Büyük Patlama) Teorisi Nedir?
Devam edelim;
Kuran 76/1 (İnsan 1): ''İnsanın üzerinden, kendisinin anılmaya değer bir şey olmadığı bir zaman periyodu geçmemiş midir?''
Kuran 71/14 (Nuh 14): "O ki, sizi halden hale/evreden evreye geçirerek yarattı."
KURAN 71/17 (Nuh 17): ''Allah, sizi yerden bir bitki (gibi) bitirdi.'' veya ''Ve Allah sizi bir bitki olarak yerden bitirdi."
Kuran 24/45: ‘’ Allah, bütün canlıları sudan yaratmıştır. Kimi karnı üzerinde sürünür, kimi iki ayakla yürür, kimi de dört ayakla yürür. Allah dilediğini yaratır. Doğrusu Allah'ın gücü her şeye yeter.’’
KURAN 30/22 (Rum 22): ''Gökleri ve yeri yaratması, lisanlarınızın ve renklerinizin değişik olması yine O'nun varlığının delillerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için dersler vardır.''
KURAN 3/33 (Ali İmran 33): ‘’Gerçek şu ki; ALLAH Adem'i, Nuh'u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini alemler üzerine seçti''
(Ne diyor? Ademi de seçmiş…Nerden seçmiş? Bunda düşünen beyinler için deliller mutlaka vardır)
KURAN 76/2 (İnsan 2): ‘’ Doğrusu Biz; insanı katışık bir damla sudan yaratmışızdır. Onu deneriz. Bu sebeple onu, işitici ve görücü yaptık.’’
(Ne diyor? insanı katışık bir damla sudan yarattık. Adem de insan değil mi? O katışık su eğer erkek ve(veya) kadının öz suları demekse Adem de bundan/bunlardan üremiş demek olmuyor mu? Biraz aklınızı çalıştırın, beyin dendritlerinizin paslanmasına izin vermeyin, düşünün..)
Şu ayetler de yaratılış sürecinin safha safha nasıl olduğunu ayrıntılı anlatır:
Kuran 23/12(Müminun 12): ''Ve andolsun ki Biz, insanı balçığın (nemli organik ve inorganik toprağın) özünden yarattık.''
Kuran 23/13 (Müminun 13): Sonra onu, (anneden ve babadan gelen) birkaç damla sıvı, bir tohum halinde sağlam bir yere yerleştirdik.
Kuran 23/14 (Müminun 14): ‘’Sonra bu döl suyu damlasından, döllenmiş hücreyi yarattık; sonra bu döllenmiş hücreden de cenini ve ceninden kemikleri yarattık; sonra da kemiklere et giydirip onu yepyeni bir varlık halinde ortaya çıkarttık. Yaratanların en üstünü olan Allah'ın şanı ne yücedir!’’
KURAN 32/7 (Secde 7): ''Ki O, herşeyin yaratılışını en güzel yapan ve insanı yaratmaya, ilk defa tînden (nemli topraktan) başlayandır.''
KURAN 32/8 (Secde 8): ''Sonra onun neslini basit bir sudan (meni) meydana getirdi.''
KURAN 32/9 (Secde 9): ''sonra ona (yaratılış) amacına uygun bir şekil verip Kendi ruhundan üfler; ve (böylece, ey insanoğlu,) sizi hem işitme ve görme (melekeleri) hem de düşünce ve duygularla donatır, (Buna rağmen) ne kadar da az şükrediyorsunuz!''
Bu ayetlere şöyle bir yorum getirilebilir belki: Görüdüğü üzre ilk önce tam da evrimsel tanıma uygun olarak su ve toprağın karışımındaki minerallerin tek hücreli canlıları oluşturduğu ve sonra evrilerek birleşerek üreyen canlılar, ordan da insan ve son olarak dikkat ederseniz yaratılış süreci tamamlandıktan ve insan insan haline geldikten sonra ruh üfleniyor. Ve bu derinlemesine bilinç ve hissiyat manasında kullanılıyor. (En doğrusunu ALLAH bilir)
Bugün kendilerini Müslüman zanneden Sarıklı, cübbeli, şalvarlı, sakallı cahil yobazların beyinsiz söylemlerinin tam aksine hem geçmişte hem de bugün evrim sürecinin Tanrı fikrine aykırı olmadığı hatta Darwin'den yüzyıllar önce Müslüman Bilim Adamları ve Düşünürlerinin bu süreçten bahsettiği bize kalan kitaplarıyla sabittir. Bknz:
Evrim Teorisi Ateizmi Gerektirmez - Caner Taslaman
Edip Yüksel: "Evrim Teorisi ve İslam"
Darwin'den yüzyıllar önce Evrim'den bahseden Müslüman Bilim Adamları ve Düşünürler
Ayrıca bilim hücrenin atomuna, atom altı parçacığına; elektron, nöron ve protonuna ve hatta varsa sicimlerine kadar inmiştir ama bu atomların birleşip nasıl ve neden hücreyi oluşturmaya başladığını bulamamıştır. Yani bunlar neden ve nasıl birleşip canlılığı oluşturuyorlar, hala belli değil…bknz:
Dünyanın Doğumu ve Canlılığın Başlangıcı
Bunu tek açıklayan Din’dir. Dinden kastım elbette bugün asılları bozulmuş ve tahrif edilmiş Havva'nın Adem'in kaburga kemiğinden oluştuğunu söyleyen Hristiyanlık ve Yahudilik gibi zırvalar ya da Muhammed Nebi'nin söylediği iddia edilen ama aslında alakası olmayıp O'na iftira niteliği taşıyan bir takım uyduruk hadislerin oluşturduğu yobaz, sarıklı cübbeli, gerçeklerden ve bilimden habersiz ucube uyduruk din de değil, Din'den kastım sadece ve sadece ALLAH'ın kitabı 'Kuran’a' dayalı olan İslam'dır. Yani 'Uydurulan Din' değil 'İndirilen Din'
Ve düşünün bir; hergün binlerce kadın, erkek ve çocuğun hiçbir suçları olmadığı halde öldürüldüğü, sömürüldüğü, katledildiği, tecavüze uğradığı, aşağılandığı, haklarının yendiği, evlerinden ve yurtlarından çıkarıldığı, işkence edildiği, kısacası mallarının ve canlarının yağmalandığı bir dünyada bütün bu işlenen ve failleri güçlülerden olduğu için insanlar tarafından cezaları bir türlü verilemeyen ağır suçların cezaları hiç verilmeyecek mi sanıyorsunuz? Buna karşılık Allah’ın koyduğu sınırlara saygı göstererek erdemli bir yaşam süren, çalmayan, cana kıymayan, barışçı bir şekilde eşit ve adaletli olarak yaşan, içinden gelerek herkese infak (yardım) eden kişilerin de öylece cesetlerinin çürüyüp gideceğini ve mükafatlandırılmayacaklarını mı düşünüyorsunuz? : ] ALLAH kimseye kıl kadar haksızlık yapmaz. Ve öyle elemanın bahsettiği gibi ya 1 ya 5 alırsın arası yoktur olayı ve cehenneme gidersen sonsuza kadar orda kalırsın saçmalığı da tamamen palavra. Sadece insanların kendisine anlattığı bir takım uydurmalara göre konuşuyor. Kuran okusaydı iyilik ve kötülük adına ne yapıldıysa tamı tamına hesabının görüleceği ve ona göre muamele edileceğini anlardı.
KURAN 39/70 (Zümer 70): ‘’ Herkese yaptığının karşılığı tam olarak verilir. Allah, onların yaptıklarını en iyi bilendir.
KURAN 74/38 (Müddessir 38): ‘’ Herkes tutumunun ve davranışlarının tutsağıdır (kazandığına bağlıdır).’’
KURAN 4/49 (Nisa 49): ‘’ Kendilerini temize çıkaranları görmedin mi! Hayır ancak Allah dilediğini temize çıkarır ve onlara kıl kadar haksızlık edilmez.’’
KURAN 14/52 (İbrahim 52): ‘’Bu (Kur'ân), insanlara bir tebliğdir. (İnsanlar), bununla uyarılsınlar; O'nun yalnız Tek tanrı olduğunu bilsinler ve sağduyu sahipleri öğüt alsınlar diye (gönderilmiştir).’’
İşte bu, kendisiyle uyarılsınlar, Allah'ın ancak bir tek tanrı olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri iyice düşünüp öğüt alsınlar diye, insanlara bir bildiridir.
Bu, insanlara bir bildiridir. Bu uyarıyı dinlesinler, O'nun yalnız tek Tanrı olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar.
KURAN 16/111 (Nahl 111): ‘’O gün, herkes gelip kendi canını kurtarmak için uğraşır ve herkese yaptığının karşılığı eksiksiz ödenir, onlara asla zulmedilmez.’’
Bahsettiği ‘test adil mi’ de verdiği örneklere gelirsek tamamen düşük iq seviyesinin bir sonucu : ] ALLAH nerde söylemiş insanlara zulmedenlerin sadece Tanrı’ya dua ederek kurtulabileceğini? : ]Ayrıca İsa’yı Tanrı sanması da sadece hristiyanlardan dini öğrenen zavallı bir cahil olduğunun açık kanıtıdır. Üstelik insanların genelinin klasik algısı olan Hristiyanlığı, Yahudiliği ve Müslümanlığı da farklı dinler sanıyor : ] Hayır. Bunların hepsini ALLAH yollamıştır. Zamanla insanlar ALLAH’ın kaynak olarak yolladığı bu tek dinin kaynağı olan kitaplarını çeşitli menfaatler ve cehaletleri yüzünden tahrif etmişlerdir. Ve ALLAH vakti geldiğinde gerekli gördüğü yere aslını tekrar yollamıştır. Müslüman’ın kelime anlamı ALLAH’a teslim olan kişidir. Bunlardan hangisi ALLAH’a ALLAH’ın söylediği şekilde teslim olmuşsa o geçmişte de şimdi de Müslüman’dır. Kanserli 2 yaşındaki Linsy’nin sözde dine göre cehenneme gideceğini düşünmesi ise ipin tam koptuğu yerdir. Cidden baya bi black cahil abi : ] ALLAH kendi mesajını anlayabilecek yaşa gelmemiş olanları, mesajı kendilerine hiç ulaşmamış olanları, mesaj ulaşıp yaşı büyük olsa da anlayamayacak düzeyde olanları (örneğin deli veya gerizekalı) asla sorumlu tutmaz. Ayrıca ALLAH hiç kimseyi gücünün yetmediği şeyden sorumlu tutmaz. O kız hiç şüphesiz cennete gidecektir.
Cennete veya cehenneme gidişin tamamen keyfi olduğu da elemanın kendi uydurması. Uydurup uydurup dizmiş ipe, aklına ne gelirse söylemiş cahil : ] Bir insanın cehenneme veya cennete gidişi kendisini nasıl adlandırdığına bağlı değildir. Tamamen yaptıklarına bağlıdır. Çünkü bu sınav (elemanın değimiyle bu test) bilgi sınavı değil; eylem sınavıdır. Yani birinin kensini Müslüman(ALLAH’a teslim olan) olarak adlandırması veya adlandırmaması, ibadetlerini düzgün yapması veya yapmaması cehenneme veya cennete gitmesini garanti altına almaz. Ancak erdemli bir yaşam sürüp, barışçı olursa, insanlara adaletle ve eşit davranırsa, yani ALLAH’a teslim olursa bu mümkün olabilir.
Ayrıca bu testin sorularının herkese aynı olmaması durumunun testin adaletli olup olmamasıyla hiçbir ilgisi yoktur. Zira ALLAH kimisini zenginlikle sınayıp kendinden daha yoksul olanlara, ihtiyacı olanlara dağıtacak mı ona bakar, kimisi fakir bir ailede doğar ve acaba alın teriyle mi kazanacak yoksa fakir diye gidip hakkı olmayan şeyleri hırsızlık veya gasp yoluyla mı alacak buna bakılır, kimisi çok zeki olarak doğar ve zekasını insanların ve kendisinin iyiliğine mi kullanacak yoksa kötülüğüne mi buna bakılır..kimi hastalıkla sınanır, kimi sağlıkla..ve bunun gibi bir çok farklı varyasyonlarda test herkese istisnasız uygulanır. Sonuçta ALLAH herkese farklı yetenekler bahşetmiştir ve bunların doğru kullanılıp kullanılmadığına bakılması ancak farklı sınav sorularıyla olabilir. Yani her insan fiziği Einstein derecesinde, Edebiyatı Nazım Hikmet düzeyinde biliyor da sınandıkları şey farklı oluyor değil. Bunu sınavlardaki sözel, sayısal ve eşit ağırlık sorularının farklılığına ve soru kitapçıklarının farklı numaralarla a-b-c-d şeklinde dağıtılmasına benzetebilirsiniz. Dolayısıyla asıl böyle olmasaydı test adil olmazdı. Zaten insan eğer evrim gerçekse ve insan da evrim geçiren bir yaratıksa; zaten tür olarak benzer ama geçirdiği evrime, yani bulundukları bölgelerdeki doğa şartlarının değişkenliğine ve DNA yapılarına uygun olarak farklı olmaları zaten elzemdir.
Son olarak gelelim ALLAH’ın her şeyi bilip bilmeme meselesine. ALLAH her şeyi elbette bilir. Ama bu bilmeyi insanlar açısından bazı yasalar ve kurallar koyarak ona uyulup uyulmadığına bakarak yapar. Burda Einstein’ın izafiyet teorisinden ve Kuantum fiziğinden habersiz olanlar diyebilirler ki yahu olur mu öyle şey. Önceden bilmesi gerekir. Evet haklı ama bizim için ‘önce’ ve ‘sonra’ diye işleyen zaman acaba ALLAH için de öyle midir? : ] buyrun bakalım:
KURAN 22/ 47(Hacc 47)’den: ‘’Şüphesiz Rabbinin nezdinde bir gün, sizin saydığınız bin yıl gibidir.’’
KURAN 32/5 (Secde 5): ‘’Gökten yere kadar bütün bir oluşu O düzenler; en sonunda bütün bir oluş sizin hesabınıza göre bin yıl kadar süren bir günde O'na yükselir.’’
KURAN 70/4 (Mearic 4): ''Melekler ve Ruh ona miktarı 50.000 yıl olan bir günde yükselip çıkarlar.''
Şimdi muhtemelen eski dönemlerde insanlar bu ayetleri okuduklarında efsanevi masallar gibi algılamışlardır..Belki bir kısmı bu yüzden inanmamış bile olabilir. Ama bugün tam tersi belki de bunlar sizi inandıracak olan cümlelerin ta kendileridir..Zira modern bilim; zamanın tam da tam da burda anlatıldığı gibi izafi olduğunu ve dolayısıyla bunların nasıl mümkün olabileceğini kanıtlarıyla gösteriyor..
Bknz ‘İzafiyet Teorisi’: İzafiyet Teorisi
Einstein’in izafiyet teorisine göre, bütün varlıklar ve varlığın fiziki olayları izafidir. Yani görecelidir. Yani zaman, mekan, hareket, birbirlerinden bağımsız değildirler. Aksine bunların hepsi birbirine bağlı ve değişken göreceli olaylardır. Cisim zamanla, zaman cisimle, mekan hareketle, hareket mekanla ve dolayısıyla hepsi birbiriyle bağımlıdır. ve biri değiştiğinde hepsi değişir..dolayısıyla zaman da göreceli bişeydir ve kütlenizi koruyarak ışık hızına ulaşmayı başarmanın bir yolunu bulabilirseniz zamanda ileri yönde seyahat etmeniz mümkün.
Zamanın kendisini ve ışığı yaratan ALLAH’ın ışık hızına ulaşamayacağını düşünüyor sanırım bu videodaki çocuk : ] Yani ALLAH’ın bilme yöntemlerini biz bilemeyiz ama burda yaptığımız gibi gayet de algılayabilme tahminleri yürütebiliriz. Dolayısıyla ayetlere dayalı bu tahmine göre; ne demek oluyor bu? ALLAH evrene bir takım kurallar koymuş(yerçekimi kanunu vb) ve bunların ışığında kaderimizin oluşumunu kendi ellerimize bırakmıştır. Yani Siz yapacaksınız ve ALLAH da bilecek. Ayrıca elemanın dediği gibi insanlar ALLAH nasılsa biliyor diye hiç dünyaya gelmeden, hayatı tatmadan direkt cennete veya cehenneme yollanmış olsalardı, asıl o zaman sormazlar mıydı Rabbim benim cehenneme gitmemin veya cennette olmamın delili nedir diye? : ] Asıl mantıksız olan bu olurdu. Belki de neyi hak ettiğimizi kendimiz bilmemiz için yaşıyoruzdur. Bir delildir bu hayat. ALLAH herkese özgür irade vermiştir ve herkes kendi seçimlerinin sonuçlarına katlanacaktır. Bknz:
KURAN 17/13-14 (İsra 13-14): ‘’Ve Biz, her bir insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık. Nitekim Kıyamet Günü onun önüne, (dünyada yapıp ettiği) her şeyi kayıtlı bulacağı bir sicil koyacak (ve diyeceğiz ki): "Oku sicilini! Bugün kendi hesabını görmek için sen sana yetersin!"
KURAN 17/15 (İsra 15): ‘’Kim doğru yola yönelirse, iyi bilsin ki o sadece kendisi lehine yönelmiş olacaktır; kim de saparsa, unutmasın ki o da yalnızca kendi aleyhine sapmış olacaktır: zira hiç kimse bir başkasının sorumluluğunu taşımaz; üstelik Biz, bir elçi gönderinceye kadar asla (bir toplumu) azaba sürüklememişizdir.’’
Öldükten sonra töbe meselesi ise cidden güldürdü : ] dolayısıyla cevap vermeye bile tenezzül etmiyorum. Yani diyor ki sınav süresi bitti kalemler kağıtlar toplandı, ben eve gittim kitabı açıp bilmediğim soruların cevaplarını öğrendim. Neden şu anda tekrar teste alınmıyorum? : ]]] Bu çılgınca mantıksızlığın sınırlarını akılsızca aşmaya devam ediyor eleman. Hey Allah’ım…
Ayrıca elemanın bilincinin ölümünden sağ kurtulacağını kim söylemiş onu da çok merak ettim : ] bilinç dahil her şey yokoluş sürecine giriyor ve yok oluyor. Sonra hesap günü geldiğinde ise tekrar yarartılıyor.
Elemanın ‘’eğer cennet insanla doluysa bu benim için cennet olmuyor’’ sözünden hem iq’su düşük hem de antisosyal olduğu çok rahat anlaşılabiliyor : ]
Bu yazının çok daha geniş kapsamlısı çok yakında buralarda olacak. Merak edenler takipte kalsın.
Ayrıca bir ara bu cevapları videolu olarak da vereceğim. Ve bu mantık düşmanı Sevgili IQ'su Düşük Tek Hücreli Terliksi Ateist Dostumuzun Kitap Yüzü Görmemiş Çocuksu Sorularına inananan UFO görmüş masum köylü stili sahibi ateist adayı arkadaşlarımızın da sapmasını ALLAH izin verirse engelleyeceğim gücüm yettiğince. Zira insanlar artık okuma düşmanı ve görsel fetişisti olduğundan her gördüklerine inanır oldular. Bu bilgi kirliliklerinin ve zihinsel atıkların bir şekilde birileri tarafından süpürülmesi ve boşalan yerlerin akılla ve sağduyuyla parlatılması elzem.
Ateizmin bu ve bunun gibi diğer bir çok açmazları için Yıldız Teknik Üniversitesi Felsefe Profesörü olan Caner Taslaman'ın şu kitabını okumanızı şiddetle öneririm:
Prof. Dr. Caner Taslaman - ALLAH'ın varlığının 12 Delili
Kitabı pdf olarak gayet yasal bir şekilde yazarın kendi sitesinden indirebileceğiniz gibi kitapçılarda bulup kitap formatında da alabilirsiniz. İndirmek için lütfen şuraya tıklayın: Prof. Dr. Caner Taslaman - ALLAH'ın varlığının 12 Delili
Ha aranızda yukardaki eleman gibi okuma düşmanı olanlar veya okumaya üşenenler 'ya bırak emre uğraşamam video varsa at yoksa bye' diyenler varsa daha pratik olarak şunu izlemesini mutlaka öneririm:
Yükselen Sözler - "Ateizmin Açmazları" Prof. Dr. Caner Taslaman ve Erdem Uygan
Hatta eğer izlemeye de üşenen, bölünerek çoğalan tek hücreli bir organizmaysanız; o zaman alın size 'özetin de özeti':
'Hiçlikten Evren Çıkabilir mi?' sorusuna cevap (Thug Life içerir)
Kuran bilime, kozmolojiye ve biyolojiye insanları teşvik eder. hem uzayı hem de insanın yaratılışını araştırmaya çağırır. Dolayısıyla zaten bizim Kuran'ın herşeyi söylediğini iddia etmemizle ilgili düşünce tamamen kendi uydurmalarıdır. Kuran bazı veciz ve net ifadelerle gerçeği vurgular. ayrıntısını araştırmayı insanlara bırakır. aklı kullanmayı öğütler. Yani ALLAH emek vererek, araştırarak bu bilgilerin incelik ve ayrıtılarına uğraşmamızı ister..Bilim adamlarının tümünü de ateist sanmak başka bir cehalet türüdür : ] Oxford Üniversitesi matematik profesörü ve aynı zamanda bilim felsefesi derslerine de giren John Lennox'dan yakabilirsiniz buyrun. Stephen Hawking'i fikirsel bazda paramparça edip fantezisel bulgularını uzayın derinliklerine doğru yolladığı video için :
John Lennox: ''Bilim Allah'ı ortadan kaldırmıyor!'' Stephen Hawking'e Cevap
Kısaca; çoğu ateistin ne bilim hakkında doğru dürüst bir bilgileri var ne de din hakkında. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olabilme cüretini gösteren önde giden terliksi cahillerdenler ne yazık ki :] O denli ki benim yazdıklarımı dahi okumaya cesaretleri yok bir kısmının. Çünkü korkaklar. Gerçeklerden korkuyorlar. İçten içe şüpheleniyorlar gerçeğin bu olduğundan..Korkuyorlar çünkü eğer onlar da subjektif ve tek taraflı okumayı bırakıp, objektif olabilirlerse; yani net bir şekilde gerçeğin bu olduğuna tanıklık ederlerse, sorumlu olacakları bir çok şey olacak :] bundan kaçıyorlar
Son olarak şunu söyleyelim; elemanın doğru yaptığı tek bir şey var o da ''sorgulamak''. Ama onu da yapamamış : ] Soruları sormuş. Cevapları doğru dürüst araştırmadan bırakmış. En büyük hata! Oysa senin ölüm ötesi yaşamın olduğunu iddia eden bir öğreti nasıl didik didik edilerek sorgulanmaz? Zira bir dogma olarak değil, ALLAH'ın kitabını(indirilmiş delilleri, evrendeki ve kendi iç dünyamızdaki yaratılmış delillerle karşılaştırarak sorgulamamızı ve eğer doğru yerlere yerleştirirsek; birbirlerine 1 pazılın veya legonun parçaları gibi yüzde yüz uyumlu ve gerçek olduklarını net bir şekilde gördükten, özümsedikten sonra kabul etmemizi bize bizzat ALLAH söylüyor. Çünkü gerçeğe ulaşmanın ve mutlu olabilmenin yegane yolu budur. Çünkü ALLAH insanın doğasına bunu yerleştirmiştir. bknz:
KURAN 41/53 (Fussilet 53): ''’Vakti geldikçe insana, kainatın uçsuz bucaksız ufuklarında ve bizzat kendi iç dünyasında mesajlarımızı göstereceğiz. Ta ki bu vahyin tartışmasız bir gerçek olduğu herkes için ortaya çıksın. Her şeye şahit olan senin Rabbin (insana) yetmedi mi?''
Yukarda okuduklarınız bugünkü birikimlerimin ve okuduklarımın sonucunda zihnimde oluşan tamamen kişisel yorumlarımı da içerir. En doğrusunu ALLAH bilir. Gerçeği anlamak ve kabul etmek için Size Kuran'ı 'anlayarak' okumayı öneriyorum.
Emre Baransel
O zaman bırakalım son sözleri ALLAH söylesin...:
KURAN 30/30 (Rum 30): ''Böylece sen, batıl olan her şeyden arınmış olarak, yüzünü kararlı bir şekilde Allah'ın, insanları üzerinde yarattığı doğa/fıtrat kanununa/ dine çevir! Allah'ın, insanın doğasına yerleştirdiği fıtrata uygun davran ki, Allah'ın yaratmasında bir değişime meydan verilmesin. Bu, gerçek dinin amacıdır; fakat insanların çoğu bilmez.''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder