
Darwin, evrim teorisini ilk ortaya attığında O'na ilk karşı çıkanlar; yobaz ve hurafeci Hristiyan din adamlarının etkisinde kalan hristiyan bilim çevresiydi ve Darwin'e şunu diyerek karşı çıkmışlardı: ''Sen yüzyıllardır Muhammedi'lerin savunduğu bu saçmalıkları bize bilim diye mi anlatıyorsun!!?''...Bunu söylemelerinin sebebi hristiyanlığın ve yahudiliğin tahrif edilmiş Tevrat'taki bir kaç ayetten kaynaklanan hurafelerinden biri olan; ve ne yazık ki bu hurafelerden, uydurma hadis kitaplarına da sokuşturularak bize de sıçrayıp bulaşmış bulunan; kadının erkeğin kaburga kemiğinden yaratıldığı saçmalığıydı. Oysa Kuran böyle gerçek ve bilim dışı hurafeleri içermediği gibi, evrime işaret edebilecek pek çok da ayet barındırır. Ve tam da Darwin'i eleştirenlerin söylediği gibi; bir çok Müslüman Bilgin (Aklını gömen ve hurafelerden beslenen değil de düşünen ve sorgulayan bir İslam geleneğinden gelen İbn Miskeveyh, El Cahiz, İhvan El Safa, İbn Haldun, Farabi, İbni Sina, Heysem, Celaleddin Rumi, İbn Rüşd, Emir Ali, Ragıb El İsfehani, Turka El İsfehani, El Kazvani, Kınalızade Ali, Mirza Bedel, Kutubi, Hazini, Erzurumlu İbrahim Hakkı gibi); Lamarck ve Darwin'den 900 ila 500 yıl arasında değişen büyük zaman periyotları öncesinde; kendi zamanlarının imkanları el verdiğince doğayı gözlemleyip, büyük ihtimal de Kuran ayetlerinden yola çıkarak; hayatın evrimle işlediği ve bugünlere geldiği fikrini savunmuşlardı. Zaten Darwin de doğayı ve bu konu üzerinde kendisinden önce yazılıp çizilenleri araştıran biri olarak, teorisini oluştururken; çok büyük ihtimal bu bilginlerimizin eserlerinden de faydalandı. Bu insanlar ne yazık ki yahudilik ve hristiyanlığın bize de bulaşan yaygın hurafeleri sebebiyle bir çok olumsuz tepkiyle karşılaşmışlardı. Aynı benim de birazdan bu postun altında karşılaşacağım gibi..Ama gerçeği söylemekten geri durmamışlar ve aklını kullanan insanları uyandırmaktan vazgeçmemişlerdi. Ne yazık ki güncel durumda da pek bir değişiklik yok. Bugün de; ALLAH'ın indirilmiş ayetleri olan Kuran'dan ve yaratılmış ayetleri olan evren ve doğadan bihaber cehalet taşıyıcısı çok büyük bir kitle; hala aynı tavrı taklit ederek, nesiller boyunca sürdürülegelen cehaleti devam ettirmekteler. Ve ne yazık ki ülkemizde de çok büyük bir utanç kaynağı olarak 2017'den beri; ''Evrimsel Biyoloji'' liselerde ders müfredatlarından kaldırılmış durumda. Bununla ilgili ilerleyen zamanlarda, Kuran ayetlerinden ve doğadan örneklerle çok daha kapsamlı bir yazı kaleme almayı düşünüyorum. Şimdilik aşağıdakiyle yetinin. Selamlar.
- KURAN 76/1 (İnsan 1): ''İnsanın üzerinden, kendisinin anılmaya değer bir şey olmadığı uzun bir zaman periyodu geçmemiş midir?''
(Bu ayet açık bir şekilde insanın anılmaya değer bir şey olmadığı uzun ve ilkel bir dönemden, sorumluluk sahibi olduğu döneme kadar geçen süreden bahsediliyor. henüz aminoasit ve sonra canlı tek hücreli yaratık, ordan evrilip bitkiler, hayvanlar, maymunumsular, insanımsılar ve nihayetinde modern insan.)
- KURAN 29/20 (Ankebut 20): "De ki: "Dolaşın yeryüzünü ve görün yaratılışın nasıl başladığını! Daha sonra ALLAH öteki hayatı da işte böyle var edecektir. Şüphesiz Allah'ın her şeye gücü yeter.”
(Bu ayet; kendisini okuyan ve ayetlerin gerçekliğine inanan insanları bilime yönlendiren en önemli ayetlerden biridir. Özellikle hem evrenin yaratılışını inceleyen astronomi, uzay araştırmaları, fizik ve kimya, hem de insanın ve tüm canlılığın başlangıcını, kökenini, yapısını ve insanı inceleyen biyoloji, antropoloji ve arkeoloji gibi..)
- KURAN 24/45 (Nur 45): ‘ALLAH, bütün canlıları sudan yaratmıştır. Kimi karnı üzerinde sürünür, kimi iki ayakla yürür, kimi de dört ayakla yürür. ALLAH dilediğini yaratır. Doğrusu ALLAH'ın gücü her şeye yeter.’’
(Bu ayet açık bir şekilde evrimde bahsedildiği gibi, Enbiya 30’da da olduğu gibi tüm canlıların çıkış yerinin, yani kaynağının aynı olduğunu yani su olduğunu söyler. Sonra da 4 ayak 2 ayak sürüngen vb. evrilerek gidiyor.)
- KURAN 71/14 (Nuh 14): "O ki, sizi halden hale/evreden evreye geçirerek yarattı."
(Bu ayette sadece insanın embriyolojik gelişim evreleri değil, hem onlar, hem de tamamiyle evrimsel gelişimi de kastediliyor olmalı. Zira Nuh 17 ve Secde 7’den bunu anlayabiliyoruz)
- KURAN 32/7 (Secde 7): ‘’ O yarattığı her şeyi mükemmel hale soktu. İnsanın yaratılışına balçıktan başladı.’’
(Bu ayet çamurdan yaratılmanın öyle bir anda hokus pokus şeklinde olmadığını, belirli bir süreçle olduğunu ve bunun sadece başlangıç kısmının toprak ve su karışımı; yani çamur olduğunun açık bir kanıtıdır. Topraktan ve sudan; yani çamurdan yaratılmak demek de toprağın kendisinden heykel yapar gibi yaptı demek değil, dünya yaratıldıktan yaklaşık 1 milyar yıl sonra o topraktaki oganik-inorganik maddelerin, minerallerin suyla birleşip önce tek hücreli varlıklara, ordan bitkilere ve suda yaşayan hayvanlara, karada yaşayanlara, sonra da insanlara evrilmesine kadar uzanan uzun bir süreç ve silsilesidir. Hiç bu tarihe bakmasanız dahi her an her saniye topraktan gelen besinlerle yani sebze ve meyvelerle, veya o besinleri yiyen hayvanlarla beslenmemiz dolayısıyla su ve topraktan yaratılmaya devam ederiz ve incelediğinizde de insan vücudunun %70'i sudan oluşur ve bir çok canlının da benzer şekilde. Dolayısıyla Kuran'ın iddiası evrimsel biyolojiyle tamamiyle örtüşür. tek farkları şudur: evrim bu sürecin arkasında tesadüfler ve koşullar olduğunu söyler. biz de bu sürecin ardında Evrenin Yaratıcısı ve O'nun oluşturduğu koşullar olduğunu söylüyoruz.
- KURAN 71/17 (Nuh 17): "Ve ALLAH sizi yerden bir bitki olarak bitirdi.’’
(Bu ayetteki ifadeyi ikili bir anlamda algılamak mümkündür. İlk olarak, her insan bedeninin hem toprağın ve suyun oluşturduğu çamur tabakalarının içinde hem de üstünde bulunan aynı özden -organik ve inorganik maddelerden meydana gelişine işaret ediyor olabilir. Bu anlamda insan tekinin yukarıda 14. ayette işaret edilen "peşpeşe aşamalardan geçirilerek" yaratılmasını da kapsar. İkincil olarak ise, insan türünün evrimini, yani yeryüzünde yasayan en ilkel organizmalardan başlayarak bize gelene kadar en üst gelişim safhalarına tedrici bir şekilde yükselmesini ve sonuçta insanın sahip olduğu beden, akıl ve ruhun eşsiz bileşimine ulaşmasını ifade ediyor olabilir.)
- Adem ilk homosapiens sapiens’tir. Yani yaptıklarından sorumlu tutulabilecek, sorumluluk sahibi olacak düzeyde evrimleşmiş ilk insan. ALLAH’ın insanlara isimleri öğretme yolu da evrimledir. Yine ALLAH’ın oluşturduğu koşullar neticesinde gelişen Evrim süreci sayesinde aklımızı kullanmayı, hayatta kalmayı, alet kullanmayı, ateş yakmayı, aletleri geliştirmeyi öğrendik. Sadece ateşi bulup, eti pişirmeyi öğrenmemiz bile evrimdeki en büyük sıçramalardan biriydi, zira etin pişmesi beyin hacmimizi geliştirdi ve daha derin düşünme, kavrama, işlerin inceliklerine girişme yeteneğini geliştirmemizi sağladı. Zaten başka türlüsü de olamaz. Zira sorarlar; madem insandan önce insanımsı yaratıklar yoktu; o zaman melekler insanın kan dökeceğini nerden biliyorlardı? değil mi..Mutlaka insandan önce bir takım vahşi insanımsılar vardı ve birbirlerinin kanlarını döküyorlardı:
KURAN 2/30 (Bakara 30): ‘’Rabbin, meleklere şöyle demişti: 'Yeryüzüne bir halife yerleştireceğim.' Melekler de: 'Orada bozgunculuk yapacak, kan akıtacak birisini mi yerleştireceksin? Halbuki biz seni överek yüceltiyor ve mutlak otoriteni onaylıyoruz,' dediler. 'Bilmediğinizi Ben bilirim,' dedi.’’
KURAN 2/31 (Bakara 31): ‘’Adem'e tüm isimleri (nitelemeleri) öğretti, sonra onları meleklere sunup, 'Doğru iseniz, şunların isimlerini (özelliklerini, niteliklerini) siz bana bildirin,' dedi.’’
KURAN 2/32 (Bakara 32): ‘’ ‘Dediler: 'Sen Yücesin, senin bize öğrettiğinden başka bir bilgimiz yok. Sen Bilensin, Bilgesin.' ’’
- Yazımın başında bahsettiğim hurafelerin kaynağı olan tahrif edilmiş Tevrat Ayetleri:
Kitab-ı Mukaddes /Tevrat/Yaratılış 2/21-23:
‘’21: RAB Tanrı Adem’e derin bir uyku verdi. Adem uyurken, RAB Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini alıp yerini etle kapadı.
22: Adem’den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaratarak onu Adem’e getirdi.
23: Adem, “İşte, bu benim kemiklerimden alınmış kemik, Etimden alınmış ettir” dedi, “Ona ‘Kadın’ denilecek, Çünkü o adamdan alındı.”
- Bunlar bilimsel anlamda kesinlikle kabul edilemez ve tahrife uğradığı net olan ifadelerdir. Oysa Kuran’a baktığımızda bırakın Havva’nın Adem’in kaburga kemiğinden yaratıldığını söylemesini, Havva’nın adı bile geçmez. Ve ilk yaratılıştan bahseden şu ayette Adem de denmez. ‘’Sizi’’ der. Ve hepimizin aynı özden/aynı canlıdan/aynı neftsen veya aynı genetik özellikten yaratıldığımızı açıkça ortaya koyar. Yani erkek hangi özden yaratıldıysa kadın da aynı özden yaratılmıştır.
KURAN 4/1 (Nisa 4)’den: ‘’Ey insanlar! Sizi bir tek nefs’ten/can(lı)dan/ aynı genetik özellikten yaratan, ondan eşini var eden ve her ikisinden pek çok kadın ve erkek meydana getiren Rabbinize karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun.''
Evrim düşüncesini savunan Müslüman bilginlerin kendi zamanlarında bu konuyla ilgili özetler halinde neler yazdıklarını merak edenler burdan yaksın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder