11 Kasım 2016 Cuma

Mustafa Kemal Atatürk'e Nasıl Bakmalıyız? 10 Kasım Yazısı



Bugün Kuran dışı kaynaklardan beslenen "Uydurulmuş Din" ile mücadele eden ben dahil hiç bir Kuran merkezli "İndirilmiş Gerçek Din" tebliğcisi; Mustafa Kemal Paşa kadar somut bir şekilde uydurulmuş din ile mücadele etmemiştir. ALLAH'ın kitabını elinin tersiyle bir kenara atan, mezhepçi-bölücü, hurafeci, üfürükçü, uyduruk hadisçi, sallama rivayetçi, tarikat adı altında hoşgörü maskesiyle insanlara zulmetmeyi ve şirki Din diye anlatan, sakalı cübbeyi sarığı şalvarı din sanıp, ALLAH'ın tüm insanlığa ve tüm zamanlara yolladığı evrensel "erdemli insanlar olma" mesajını arap coğrafyasına hapsetmeye çalışıp yobazlıkları ve cehaletleri yüzünden diğer insanları Dinden soğutup ateizme sürükleyen, ellerine geçen ilk fırsatta da zulmün türlü hallerini gerçekleştiren, bu zulümlerden sonra elde edilen yönetim, mal ve gücü bölüşemeyince de kendi aralarında bölünüp bu sefer birbirlerine zulmeden bu Deaş kafalı zalimlerle "doğru ya da yanlış" kendince metodlarla somut ve etkili bir mücadele vermiştir. Bu kullandığı metodların hepsi doğru mudur? ayrı Bu başka bir tartışma konusu. Kendisi Müslüman mıdır yoksa Ateist midir? Bu da beni ilgilendirmez. Ben yaptıklarına bakarım. Hatta "Uydurulmuş Din" ve "İndirilmiş Din" algısını zihinlere ilk yerleştiren de kendisidir. Gerçek dini anlatanları, sahtelerinden; yani insanlardan türlü türlü maddi manevi menfaat ve makam devşiren yobaz, cahil ve bağnazlardan açıkça ayıklamıştır. Derdi ALLAH'ın dinine çağırmak değil de kendini putlaştırmak olan şeyhül şeytanları ifşa etmiştir. Yönetimi kendini ALLAH sananların 2 dudağı arasından alıp, olması gerektiği yere; halka devretmiş ve toplumun kendi kaderini kendi tayin etmesini sağlamıştır. Bu getirilen yönetim biçimi tam olarak Kuran'a uygun olmuş mudur? Elbette hayır ama en azından Cumhuriyetin doğal getirileri olan; laiklik, demokrasi ve eşitlik ilkeleriyle; Din'i sömürmeye ve zorla insanlara kendi kafalarındaki uydurulmuş dini ve zulmü dikte etmeye çalışan zorba ve cahillere engel olup, Kuran'ın da çok önemle üzerinde durduğu "Dinde zorlama olmaması(Kuran 2:256, 88:21)" olgusunu, ALLAH'ın açık hüküm verdiği alanlar dışındaki işlerin insanların birbirlerine danışarak halletmesi gerektiği prensiplerini (Kuran 42:38), kadınların da emekleriyle çalışıp toplumda özgür ve gerçek bireyler olma haklarını(Kuran 4:32) kazanım ve sağlamada önemli aşamalar katettirmiştir ve Kuran'daki barışçılık, eşitlik, tam ve herkese eşit işleyen adalet ve özgürlük prensiplerine; bir önceki ülke yönetiminden daha yakın ilkeler getirmiştir.

Atatürk'ü putlaştıranları, O'na insan üstü tanrısal bir takım özellikler atfeden cahil ve fanatik beyinsizleri eleştirmeye her zaman varım. Ve eleştirmekten de çekinmem. Böyle tipler de aynı yobazlar gibi insan gelişiminin ve toplumun kendisini kurtarmasının önünde hep bir engel olacaktır. Zira emek vermek, mücadele etmek ve aklı ön plana çıkarıp birlikte çabalamak yerine; aynı Yobazların gereksiz mehdi (kurtarıcı) arayışları gibi, onlar da sürekli Atatürk gibi bir kurtarıcı ararlar ve insanları tembellik ve aptallığa sürüklerler. Ama bunun Mustafa Kemal Paşa'nın kendi zatıyla ilgisi olduğunu sanmıyorum. Zira hayatının önemli bir kısmını aklı bilimi sanatı ve kültürü yaygınlaştırmaya, insanları eğitmeye adamıştır.

Ayrıca savaş meydanlarında hem Osmanlı için hem de son dönemlerde vatanı kurtarmak ve yeni Türkiye'yi kurmak için harcadı, bu yüzden doğru düzgün bir yuvası olamadı. Annesini ve doğduğu şehri; vatanın genel kurtuluşu için gerisinde bıraktı. Siz bırakabilir miydiniz annenizi savaşın ortasında? Düşman gelip her an saldırma ihtimali varken? Annesini sonradan ancak bitik bir halde bugünkü Suriyeli'lerden bin beter bir şekilde Rumeli'deki zulümden göç eden Türk ve diğer Müslüman muhacirlerin arasında şans eseri buldu.."Sebebi her ne olursa olsun" ALLAH'ın kitabını anladığımız dile "Türkçe"ye çevirtti ve böylece insanların dinlerini anlamasına vesile oldu. Bir özgürlük ve barış alanı sağlayarak insanların korkmadan özgürce fikirlerini söylebilecekleri diğer her tür fikrin de Kuran mesajının da hurafelerden arınmış bir şekilde yayılabileceği bir ortam sağladı. Şirk tarikatlerini kapattırdığı gibi şeytani olduğu ve siyonizme hizmet ettiği artık hepimizce aşikar olan Mason localarını da kapattırdı. Yobaz dincileri, hurafeci sömürücüleri, Müslüman görünümlü şeyh putları ve ALLAH'ı bırakıp onlara tapınan putperestleri gerçek Müslümanlardan ayıklayıp temizledi. Eğitimi, bilimi, sanatı ve aklı kullanmayı tekrar ön plana çıkarttı ve yaygınlaştırdı. (bknz: İslam'ın ilk dönemlerinde veya altın çağında; Müslümanlar nice bilim adamı, düşünür ve mucit çıkarmış ve dünyaya örnek olmuştu, sonraki dönemlerde "Kuran'dan ve akıldan" uzaklaşılıp; hurafelere, rivayetlere ve uyduruk hadislere odaklanıldıkça akıl gömüldü ve yobazlaşılıp cahilleşildi), Ülke genelinde okuma yazma ve genel eğitim düzeyi bir anda tavan yapıp fırladı..İşte bu durumlardan ötürü kendisini minnetle anarım.

Durum böyleyken; "Atatürk Müslüman mıydı, ateist miydi? Bunu mu tartışacakmışım? Banane yahu! Bu tamamen ALLAH'la kendisi arasındadır. Eğer ALLAH'ın varlığını ve son mesajını reddederek inkarcı bir şekilde öldüyse(ki bunu bilemeyiz) bunun hesabını bana, size, ona, buna değil ancak ALLAH'a verir ve verecektir de. Bundan hiçbirimizin kaçarı yoktur. Ama kimse kendini ALLAH sanıp da Din gününden önce kendisini bu konuda sorguya çekmesin. Ben yaptıklarına bakarım. Siz de yaptıklarına bakın. Bu yüzden kininiz olabilir, doğaldır, ama bu sizi adaletle şahitlik etmekten alıkoymamalı ve size yaptığı iyilikleri görmezden gelmenize yol açmamalıdır. Zira ALLAH; Kerim kitabının 5. Suresinin 8. Bölümünde şöyle der;

KURAN 5/8 (Maide 8) "Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır."

Yani adam inkarcı da olsa(ki bunu asla bilemeyiz), O'na bu yüzden kininiz de olsa farketmez. O'nun hakkında adaletle şahitlik etmelisiniz. Bu konuda O'na olan kininiz; sizi diğer konularda yaptıkları hayırları reddedip nankörlük etmeye ve yalan söylemeye sürüklememeli, gözünüze perde çekmemeli..Size ve milletinize yaptığı iyilikler varsa görmeli ve o iyilikler hakkında adaletle şahitlik yapmalısınız. Bir takım sakallı, cübbeli, sarıklı, şalvarlı yobaz ve müşrik şeyh-hoca-gavs kılıklılar Kuran'ı önemsemedikleri için bu ayetleri bilmezler. Bilseler de kulak asmazlar. Bu da o aklını kullanamayan, kalbi kararmış cahillere olmasa da, ders almak isteyen herkese adalet ve hayat dersi olsun.

Hataları olmamış mıdır? Evet olmuştur. Doğrularının da yanlışlarının da olduğunu kabul ediyorum. Ama kendisini bugün ipe dizen cahil yobazların karın ağrıları bambaşkadır. Onlar akla, bilime, sanata, eşitliğe, adalete, barışçılığa, özgürlüğe, kadının toplumdaki yerine ve de en önemlisi ALLAH'ın kitabı olduğunda hiçbir şüphemin olmadığı Kuran odaklı, insan doğasına işlenmiş gerçek Din'e düşmanlar! Ama başaramayacaklar..

Blogumdan okumak ve paylaşmak için:
http://gumuskayakci.blogspot.com.tr/2016/11/mustafa-kemal-ataturke-nasl-bakmalyz-10.html

1 yorum:

  1. TAMAMINA KATILMASAMDA TEMEL İLKELER VE BAKIŞ AÇISI OLARAK BANA UZAK DEĞİL. RUHBAN SINIFINA DİN ADAMLARI VE ELLERİNDEKİNİ KAYBETMEME HATTA ARTIRMA ARZUSU İLE YÖNETME VE KULLANMA KONUSUNDA NEREDEYSE UZMANLAŞMIŞLAR .BU KARTELDEN KURTULMANIN VE KURTULUŞA ERMENİN BANA GÖREDE TEK YOLU ALLAH VE KURAN . ZATEN İSLAMİYET RUHBANLIĞI RED EDER ALLAH ŞAH DAMARINDAN YAKINIM DERKEN ARADA KİMSENİN OLMAYACAĞINI BELİRTİR. BUNA RAĞMEN İLİMDE DEĞİLDE AHİRET HESABINDA ARACI, VEKİL, ŞEFAATÇİ ARAMAK APTALLIKTAN FAZLASI OLAMAZ. KIZINA KALK NAMAZINI KIL BABAN PEYGAMBER OLSA DA SANA ŞEFAAT EDEMEZ DİYEN HZ. MUHAMMED ZATEN ASLINDA İKİ CÜMLEDE OLAYI ÖZETLEMİŞTİR.

    YanıtlaSil