Dünyanın Başındaki En Büyük Belalardan Biri: ‘’IRKÇILIK’’
KURAN 49/13 (Hucurat 13): ''Ey insanlar! Şüphe yok ki, sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız/birbirinizi tanımanız için sizi ırklara ve boylara ayırdık. Şüphesiz, ALLAH yanında sizin en değerliniz en erdemli olanınızdır. ALLAH Bilendir, Haberdardır.''
Görüldüğü gibi ALLAH’a göre; ırkçılık yapmanın; yani başka bir ırktan ya da milletten olan bir insanı/insanları aşağılamanın, veya kendi ırkını öne çıkarıp diğerlerinden sırf bu mensubiyet yüzünden üstün görmenin saçmalığı aşikardır, hiçbir anlamı yoktur. Bu tür özellikler sadece birbirimizi tanımamız/tanışmamız için, kültürel zenginlikleri, insani değerleri keşfetmemiz için farklılaştırılmıştır. Üstünlük ancak erdem sahibi olmakta, ALLAH'a karşı sorumluluğunun bilincinde olmaktadır.
Şöyle düşünün; bir çam ağacısınız ve 'ben çama ağacıyım daha dayanıklıyım dikim sense aşağılık bir palamutsun' veya ben 'zeytinim 2000 sene yaşarım, sen kirazsın, ömrün daha az’’ Öyleyse sen aşağılıksın, seni yok edelim ve kirazdan mahrum kalsın dünya, demek kadar saçma bir şey..
Veya ışık hızına ulaşıp Galaksiler arası seyahat edebildiğimizi düşünün..Teknolojimiz o seviyeye gelmiş yani..Başka bir galakside yaşam olan bir gezegen bulmuşuz. Ve gittiğimizde ordaki canlıların ‘’Korpag’ler yeşil, biz Forpag’ler ise maviyiz! Biz onlardan daha üstünüz! Ölsün Korpag’ler! Diye birbirleriyle savaştıklarını düşünün..Hatta öyle ki kendi aralarında da mavilik derecelerinin durumuna göre üstünlük dereceleri ve çatışmalar var..Yeşil Korpag’lerin de kendi aralarında tabi..Ne kadar saçma gelir değil mi? Ben o kadar yol tepip böyle bir sahne görseydim; diyeceğim tek şey şu olurdu sanırım: ‘’Yahu biz 4 milyar ışık yılı mesafeden sizinle tanışmaya geldik, sizin yaptığınız şeye bak! Bizim ilkel dünyalılardan hiç bir farkınız yok! Boşa masraf yapmışız, hadi eyvallah!...’’
Bizlere verilen en büyük hediye 'insan' olmamızdır. Kimin 'üstün' olduğunu; mensup olduğumuz ve asla kendimizin belirleyemediği bir takım genetik özellikler değil; aklımızı ve kalbimizi kullanarak seçtiğimiz doğru ya da yanlış yollar belirlr. Bizlere insan olma hediyesini veren eşsiz varlığın barış, eşitlik, adalet, özgürlük ve kendi doğamıza geri dönme mesajına dosdoğru ve pürüssüz bir şekilde teslim olup olmadığımız belirler. Kimin en doğru, en saf ve duru olarak teslim olduğunu ise insanlar değil ancak ALLAH bilir. Dolayısıyla biz her insana eşit ve adil davranmak zorundayız. Sadece insanları da değil, her canlıya ve doğaya da sevgi ve merhametle yaklaşmakla yükümlüyüz..Yoksa savaşlar asla bitmeyecek ve insanoğlu kendi sonunu kendisi getirecektir...
KURAN 30/22 (Rum 22): ‘’Gökleri ve yeri yaratması, lisanlarınızın ve renklerinizin değişik olması yine O'nun varlığının delillerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için dersler vardır.’’
Bütün bunlar O’nun varlığının delillerindense bizim bu deliller yüzünden kibre kapılmamız veya bu delilleri aşağılamamız da O’nun varlığını dolaylı yoldan reddetmemiz demek olsa gerek… Yukardaki ayetlerde de görüldüğü üzre ALLAH asla ırkçılığa asla izin vermiyor. Ama dünya kendi ırkını yücelten insanlarla dolu maalesef. Oysa Kuran’a göre ilk ırkçı; ‘’şeytan’’dı. Hatırlayın insan için; ‘’Ben ateşten yaratıldım, o topraktan, ben ondan üstünüm’’ diye böbürleniyordu ALLAH’a karşı…Zaten yine Kuran’a göre ‘’şeytan’’ kavramı sadece soyut bir varlığı değil, hem insanlardan hem de görünmeyen varlıklardan ‘’’kafasında kötü düşünceler barındıran ve bunları hayata geçirenlere’’ verilen ortak isimdir.
Bu ırkçı görüşlerin tümünü ve bu kafayı kınıyorum. Bir Türk olarak hem de bir öztürk Kafkas-Karapapak Türkü olarak şunu çok açık yüreklilikle söyleyebilirim; Benim Türk olmayan herhangi birine sırf Türk olmam yüzünden en ufak bir üstünlüğüm dahi yoktur. Olamaz. Tüm insanlar eşittir. Üstünlükse ancak erdemli olmakta, dürüst yaşamakta ve ALLAH'ın sözlerini dinlemektedir. Ayetlerle de delillerini gördüğümüz gibi eğer Müslüman olduğumuz (ALLAH’a teslim olduğumuz) iddiasındaysak; asla ırkçı olamayız, tüm ırklar eşittir.
En değerli olanımız; beyaz olanımız, siyah olanımız sarı olanımız, Türk olanımız, Kürt, Arap, İngiliz, Siyahi, Çekik gözlü, Fransız veya Kübalı olanımız değil, ancak ve ancak en erdemli, en iyi olanımız, en doğru yaşayanımızdır. İnsanları ırkına rengine göre kayıran ya da aşağılayan ırkçı zalimlerden mutlaka uzak durun ve onları ALLAH’ın yukardaki ayetlerle mutlaka uyarın. Bizim görevimiz doğru olanı hatırlatmaktır. Delilleri gördükleri halde yanlış görüşlerinde ısrar edenler hesabı ALLAH’a verirler. Görüşlerini şiddete dönüştürürler ise o zaman da kanuna hesap vermeleri şarttır. Bunun için de yukardaki ayetlere uygun, ırkçı şiddete taviz vermeyen doğru kanunları uygulayacak ve insanlardan korkmayan, yalnızca ALLAH’tan korkan cesur insanlar gerekir…Çünkü her bireyin kendi kimliğini korkmadan özgürce söyleyebilmesi gerekir. Bu konudaki herhangi en ufak baskı karşı ırkçılığı doğurur. Yıllarca bu ülkede Türkleri Arap, Kürtleri de Türk yapmaya çalıştılar. Geçmişte de çeşitli sebeplerden Türkmenleri Kürtleşmeye mecbur bırakmışlardı..Bunların bir gereği ve mantığı yoktur. Bu tür hareketler küçük düşünen baskıcı kafaların ürünüdür. Bırakın insanlar kendilerini nasıl tanımlamak istiyorlarsa öyle tanımlasınlar. Devşirmeye, dönüştürmeye çalışmayın…Kimse kimseye bu sebepten üstünlük taslamadığı ve içersinde yaşadığı toplumun bilgi seviyesinden mahrum kalmadığı sürece bir sorun olmayacaktır. Bana sorarsanız bütün bunlara bile gerek yok. İnsan olmak benim için gayet kafi bir değer..
ALLAH böyle eşit, adil, özgürlükçü, barışçı ve kendi doğasını inkar etmeyen insanların hem ülkemizde hem de tüm dünyada yönetime gelmesini nasip etsin inşaallah..Ama bunun da çözümü yine bizim ellerimizde. Çünkü bizler kafalarımızı değiştirmedikçe, kendi doğamıza geri dönmedikçe, bilgiye kaynağından ulaşmadıkça, ALLAH’ın ilk emri olan ‘’oku’’yu gerçekleştirmedikçe, kendini geliştirmedikçe, ezbercilikten, taklitçilikten uzak ve öğrenmeye açık olmadıkça; yani kısaca ALLAH’ın verdiği akıl ve vicdan nimetlerini doğru şekilde kullanmayıp, insan doğasına ve amacına aykırı hareket ettiğimiz sürece ALLAH da insanların durumlarını değiştirmeyecektir. Yani kendimizi değiştirmediğimiz sürece, yalanlardan, kötülükten, pislikten kopup kendi doğamızdaki iyiliğe, bilgiye ve yaratıcıya yönelme içgüdüsüne dönmediğimiz sürece; fenalıklar üzerimizden kalkmayacaktır:
KURAN 13/11 (Rad 11)'den: ''Bir topluluk kendisini değiştirmedikçe ALLAH onların durumunu değiştirmez. ALLAH bir topluluk için fenalık istedi mi, hiç bir güç onu durduramaz; onların O'ndan başka bir koruyup kollayanları da olmaz.''
Kur'an'ın ilk inen ayeti "Oku!" diye başlar. Okumak ise; bilmek,düşünmek,anlamak ve açıklamaktır..
KURAN 39/9 (Secde 9)’dan: ‘’De ki, 'Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?' Ancak akıl sahipleri öğüt alır.’’
Zaten yapılan DNA çalışmaları da tamamiyle saf bir ırkın dünya üzerinde varolamayacağını açıkça ortaya koymuştur. Şurayı incelemenizi öneririm;
DNA'larına göre Irk Testi Yapılan Irkçı İnsanların Test Sonuçlarına Verdikleri Tepkiler
Dolayısıyla birbirimizi tanıdıkça; asıl önemli olanın erdemli olmak olduğunu anlıyoruz ve her müsibetle birlikte kesinlikle de anlamaya devam edeceğiz…
Üstelik Bu gerçek ülkemize bağlı olmamamız gerektiği anlamına kesinlikle gelmez. Ya da bir takım Kuran’a aykırı olmayan atalarımızdan miras kalan geleneklerimizi sürdürmememiz demek de değildir..Tam aksine; ülkelerin bölünmemeleri için, kültürlerin birbirlerine üstünlük taslayıp birbirlerini yok etmemeleri ve birbirlerinin değerlerini tanımaları için gerekli olan yegane tutkal budur. Mesela; Türk, Kürt, Arap, İngiliz, Afrika, Japonya Kültürleri; yemekleri, halk dansları, müzikleri, şiirleri, edebiyatları vb gibi..Bunlar insanların birbirlerini tanıyıp keşfetmesi için güzel argümanlardır. Ama bunlar üzerinden üstünlük taslamak kesinlikle insanın kendi doğasına aykırı iğrenç mentaliteler ve davranışlardır. İnsanlar birbirlerini mensup olduğu ırklardan dolayı üstün görmezler ve sadece erdemli ve dürüst olmaya, iyi olmaya, bilgiye, işini iyi yapmaya ve iyiliğe önem verirlerse ne emperyalist sömürgeci güçler tarafından sömürülebilirler, ne de suni bir şekilde bölünebilirler..
En doğrusunu ALLAH bilir…
EMRE BARANSEL
Blog sayfamdan okumak için:
http://gumuskayakci.blogspot.com.tr/2016/09/dunyann-basndaki-en-buyuk-belalardan.html
Irkçılık kötüdür, tü kakadır, peki, tamam. Yasa metinlerinde, mahkeme karar metinlerinde, kitaplarda, ansiklopedilerde, gazete haberlerinde, sivil toplum örgütü raporlarında, AB gözlemci raporlarında tam olarak neye ırkçılık dendiğinin farkında mısınız? Değilsiniz. Sizin örneğinizden gidelim. 'Ben çam ağacıyım daha dayanıklıyım, dikim.' Veya 'Ben zeytinim 2000 sene yaşarım, sen kirazsın, ömrün daha az.' Yalnızca bu kadarını söylemek, andığım belgelerde ırkçılık olarak nitelendiriliyor. Dikkat ettiyseniz saldırganlık veya hak gaspı öneren bölümleri kesip attım. Geriye kalan nedir peki? Gerçeğin ta kendisi değil midir? Çam diktir, Allah onu öyle yaratmış. Çamın bunu dile getirmesi kötü müdür, tü kaka mıdır? Zeytin 2000 yıl yaşar, Allah onu öyle yaratmış. Zeytinin bunu itiraf etmesi, kirazın ömrünün kısa olduğuna tanık olduğunda bunu söylemesi kötü müdür? Ne hakla, hangi ölçüye, tartıya göre? Kuran "birbirinizi tanıyasınız diye" diyor. Tanımak nedir, hiç düşündünüz mü? Herkes aynı olsaydı kimseyi tanıyamazdınız. Her ulusun kişilik özellikleri aynı olsaydı, özgünlükleri olmasaydı birbirinden ayırt edemezdiniz. Bu özgünlüklere inatçılık, konukseverlik, çalışkanlık, şakacılık, koyu tenlilik veya bunların tersi olan nitelikler de dahildir. Bir kahvehanede on kişi oturuyoruz, aramızdan biri Özbek. Üç saniyede seçebilirsiniz Özbek olanımızı, değil mi? Ne var ki küresel egemenlerin dayattığı ve sözünü ettiğim kaynakların papağan gibi yineleyip yaydığı baskın söylem ve baskın modern ahlaka göre Özbek olanımızı kestirebilmeniz, yani "tanımanız" sizi basbayağı ırkçı yapar. Kafanızı kumdan çıkarıp bir çevrenize bakarsanız, yani konuyu araştırırsanız, ırkçılıkla suçlanıp yaptırımlara uğratılan kişilerin kimseyi öldürmek filan istemediğini göreceksiniz. Sizi Nazilerle korkuturlar. Gelenekçi yobazları Allah'la korkuttukları gibi. Hatta çocukları Dunganga'yla korkuttukları gibi. Üstelik Naziler hakkında bir tane kitap okumadınız. Bildikleriniz gazete sütunlarından, ana akım TV belgesellerinden, Hollywood filmlerinden, anonim Vikipedi maddelerinden ibaret.
YanıtlaSil...Şeytan ırkçı filan değil. Şeytanın hatası, kendi fikrine Allah'ın buyruğundan daha fazla güvenmesi, yani Allah'ın buyruğu gözüne ters görünse bile ona uymayı seçmemesidir. Siz bu öyküyü anlatan kitabın ne kadar "Yahudi karşıtı" olduğunun farkında değil misiniz? Allah'ın "Bir avucu dışında hepsini yok ettik" dediği halklara karşı ırkçı soykırım suçunu işlemiş olduğunun farkında değil misiniz? Değer yargılarınızı modern "ırkçılık karşıtı" söylemin tartısına göre kalibre ederseniz bunları itiraf etmek zorundasınız. Kuran'ı bugün bir insan yazsaydı ırkçılık suçundan yargılanır ve içeri tıkılırdı, kitap Batı'da yasaklanırdı. Öyleyse şeytanın hatasına düşmemek için ne yapmalı? Kuran kimseye haksızlık ediyor olamaz, öyleyse modern eşitlikçi söylemde bir hata, bir ikiyüzlülük olmalı. Örneğin Avrupa'da yıllardır "göçmenlere kapımızı kapatalım" diyen politikacıların kazanılmış hakları ellerinden alınır, bunlar siyasetten atılırlar, itibarsızlaştırılırlar, arkalarında kamu desteği yoksa hapse de atılırlar. Bu insanların sizin deyiminizle "ülkelerine bağlı olmaları" meşru ise bunun neresi ırkçılık? "Yahudi soykırımının kanıtı nerededir, konu tartışmaya açılsın" demenin neresi ırkçılık? Değilse, bunu diyen adamlar neden hapisteler? PKK sempatizanı bir Türk politikacı "Türk'üm ama tedavi oluyorum" dediğinde bu nasıl oluyor da ırkçılık olmuyor? Yusuf Halaçoğlu sürgünden dönen Ermenilerin Kürt olarak yaşadıklarını söyleyince bu nasıl oluyor da ırkçılık oluyor? Ve yıllar sonra bugün, Ermeniler kendi kalemlerinden geri döndüklerini ve Kürt olarak yaşadıklarını yazabiliyorken? Örnekleri parmaklarım nasır tutana dek çoğaltabilirim.
YanıtlaSilKuran'ı, liberalizmin elinize tutuşturduğu cetvelle ölçmeyeceksiniz. Liberalizmi ve onun anası modernizmi Kuran'ın cetveliyle ölçeceksiniz. Modernizmin size öğrettiği eşitlik kavramını veya diyelim ki BM'nin kavramlaştırdığı biçimiyle "insan haklarını" Kuran'da aramanızın, imamın öğrettiği namazı veya sünneti Kuran'da aramanızdan yöntem olarak farkı yok.
İncitmek için söylemiyorum ama, bağlantısını verdiğiniz videonun genetik konusunda çalışan bir şirketin parayla hazırlattığı bir reklam filmi olduğundan da haberiniz yok. Peki, nasıl olacak bu işler? Çoğunluğu izlemeyi bırakarak, kendiniz araştırarak, kendi yargılarınıza kendiniz vararak. Tıpkı Kuran'ı izlemeye karar verdiğiniz gibi. Değilse, liberalizmin size dayattığı kavram ve tanımlarla bir adım yol alamazsınız. Gelenek batağından çıkar, bu kez liberalizm batağına saplanırsınız. Geç olmadan bu uyarı üzerine düşünün, varsayımlarınızı gözden geçirin.
Bunun dışında, öbür yazılarınızı ve genel olarak Kuran'a yaklaşımınızı doğru buluyorum. Umarım okur sayınız artar. Herkesin görevi farklı. Kimi sırt sıvazlayıcıdır, kimi gaza getirici, esin verici. Ben, hata düzelticiyim.
Kendi mentalitenize göre benliğinizi hata düzeltici olarak görmeniz gayet doğal. Çünkü siz artık kendinizi putlaştırmışsınız anladığım kadarıyla. En iyisini kesinlikle ben bilirimci bür yaklaşım ancak şeytanın yaklaşımıdır. Şu yazdıklarınızın ufak bir kısmı hariç tamamına yakını algılama hatasıdır. Hele ki ALLAH'ın kitabına attığınız ifira..Asla Kuran'ı okuyarak anlamadığınızı gösterir. Sözde bugün biri yazsaymış ırkçılıktan mahkum olurmuş vb. Siz sizi yaratan varlığın mentalitesiyle kul mentalitesi ayrımını yapamıyorsunuz daha henüz. Yahudiler durduk yere değil, sapmaları, zulmetmeleri, hatta Peygamber'leri dahi öldürmeleri yüzünden kendi yapıp ettiklerinin karşılığını bulurlar. Aynı sizin ve benim de yapıp ettiklerimizin karşılığını bulmamız gibi..Aynı bir ayna gibi..İyilik etmişlerse/etmişsek iyilik buluruz, kötülük etmişlerse/etmişsek kötülük...Bu ALLAH'ın değişmez sünnetidir. (yasası-kuralı-sistemi)..
YanıtlaSilKURAN 35/43 (Fatır 43): "Yeryüzünde büyüklendiler, kötülük planladılar. Halbuki kötü plan sahibine geri teper. Geçmişlere uygulanan sünnet (yasa) dan başkasını mı bekliyorlar? ALLAH'ın sünnetinde bir değişiklik göremezsin; ALLAH'ın sünnetinde bir sapma göremezsin."
Hata düzelticiymiş. Kendinizi Allah sanmayın.
Ve yine kişiye yönelik saldırılar. Oysa;
Sil1) ""Yahudi soykırımının kanıtı nerededir, konu tartışmaya açılsın" demenin neresi ırkçılık? Değilse, bunu diyen adamlar neden hapisteler?"
2) "PKK sempatizanı bir Türk politikacı "Türk'üm ama tedavi oluyorum" dediğinde bu nasıl oluyor da ırkçılık olmuyor?"
3) "Yusuf Halaçoğlu sürgünden dönen Ermenilerin Kürt olarak yaşadıklarını söyleyince bu nasıl oluyor da ırkçılık oluyor? Ve yıllar sonra bugün, Ermeniler kendi kalemlerinden geri döndüklerini ve Kürt olarak yaşadıklarını yazabiliyorken? Örnekleri parmaklarım nasır tutana dek çoğaltabilirim."
Öyle görünüyor ki ben nasır tutana dek örnekleyeceğim, soracağım ve siz kişisel saldırılarla yanıt vermekle yetineceksiniz.
yav he he. ben gayet evrensel ve genel bişeyden bahsediyorum burda. sen kalkmış yok ermeni yok kürt yok türk yok arap bık bık yapıyorsun. işin gücün meseleyi çarpıtmak. oku bakalım baştan aşağı saldırgan olan ben miyim yoksa sen mi görürsün.
SilDr. Lukas'ın evliliğimdeki sorunlarımı çözdüğünü ve benim için yaptığı her şeyin benimle kocam arasındaki neşe ve mutluluğu beslediğini anlatarak buraya gelebildiğimi bilmek kalbimi sevindiriyor. Kocamı başka bir kadına neredeyse kaybedeceğim zaman perişan olmuştum, çünkü onunla bazı sorunlarım vardı ve ayrıca bilmediğim bir kadın, adamımı benden almak için elinden geleni yapıyordu. Aslında bir süreliğine evden ayrılmıştı ve onu geri almak için yaptığım her çaba hiçbir zaman iyi bir sonuç vermedi. İyiliğiyle hemen yardımıma gelen ve yaşadığım sorunu çözen Dr. Lukas'tan yardım istemek zorunda kaldım. Kocam bana ve kızıma geri döndü ve bu uzun zamandır başıma gelen en iyi şey. Şüphesiz çalışmalarının sonucu 2 gün sonra kendini göstermeye devam ediyor. Kendisine okukutemple@gmail.com e-posta adresinden ve ayrıca +44-7469-341745 numaralı WhatsApp numarasından ulaşabilirsiniz.
YanıtlaSil