18 Ocak 2015 Pazar

Hakkaten bir ruh kaç para ediyordu? (Sanatçı mı yoksa Tüccar mı?)

 


Sadece para için müzik yapan veya müziğini değiştiren, yani gerçekten 'içinden gelen şey'i yapmayan, ya da bir şeyler yapmak için tetikleyici olarak kendine 'sanatsal değeri' değil 'para'yı baz alan her müzisyen; eninde sonunda ''sanatçı mıyım yoksa tüccar mıyım?'' sorusuyla başbaşa kalacak..Üzeri yazılı kağıt parçalarını veya 2 şakşak fazlasını, 'kendi olmaya' ve 'kalıcı olmaya' tercih ettiği için derin bir ah çekip, sonsuz pişmanlık duyacaktır..

 Çünkü körlere ve delilere de hitabettiği için 1. sanat olan müziğin, üzerimizdeki gücü düşünüldüğünde; insanlara karşı samimi olmak ve gerçek şeyler sunmak derin bir etki yaratır! ve sizi dinleyenlerin de gerçek olmalarını sağlar..dolayısıyla nesiller boyu süren bir zincir oluşturularak sürekli ileri aktarılır..Öbür türlü belki çok zengin dahi olabilirsiniz ama insanlığa sahte şeyler sunmuş olursunuz ve bıraktığınız bu yapay miras, sizi dinleyen ve gerçekten gösterdiğiniz gibi olduğunuzu sanan insanları da plastikleştirir..ve bir nesil üzerindeki his kanseri silsilesinin başlangıcı olmuş olursunuz..veya zaten varolanı devam ettirmiş...

Bilemiyorum belki de bu yolu seçenler; yukarda bahsettiğim pişmanığı bile hissedemeden, düşünemeden, o dönüştüğü şey gibi ruhu kararmış ve satılmış, robotlaşmış bir şekilde, dünyaya kör bir veda edip kalasça gideceklerdir...


 Hakkaten bir ruh kaç para ediyordu?

Emre Baransel

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder