8 Ekim 2021 Cuma
İyi biri cesur olabilirse Ernesto Che Guevara olur…
İyi biri cesur olabilirse Ernesto Che Guevara olur…
O’nu çok iyi anlayabiliyorum. Toplumsal, hatta global bazda çok kötü giden şeyler vardı ve içinden gelen o kulaklarını yırtarcasına şiddetli, net ve reddedilemez adalet dürtüsüyle; konuşmak, fikirlerini yaymak, birşeyler yapmak, zulme, haksızlığa, eşitsizliğe, adaletsizliğe karşı çıkmak, direnmek, insanlara önderlik etmek ve bir devrim yapmak zorunda hissediyordu kendini..Hem de Statüsü ve hastalığına rağmen. Susmak, sinmek, eğilmek..Bu tarz şeyler onun için asla katlanılamaz, insan onurunu ezen ilkel ve pragmatik olgulardı. Bir kaç senelik huzur için böyle davranmak kendi karakterini ezmek olurdu…Erdemsiz, yağcı ve kölesel bir yaşam düşünülemezdi. Bir devrim yapmadım belki ama O’ndan çok şey öğrendim. 3 Maymun oynamanın onursuzluğunu, Haksızlıklar karşısında kendi menfaatin için susup da dilsiz şeytanlardan olmamayı, özgürlüğün, adil bir yaşamın, vicdanın ve erdemli düşünebilmenin önemini..Ve zaten bunlar sürekli içimde olan, beni çağıran şeylerdi. Astrolojiye inanmam bilirsiniz, baştan aşağı Forer Etkisi’dir ama bazen şüpheleniyorum. Zira O da benim gibi Haziran çocuğuydu, yani ikizlerdi ve yine benim gibi astımı vardı. Açlıktan da ölmüyordu. Sussa, direnmese bir kaybı yoktu. Ama herşeye rağmen zihninde şu satırlar dönüp duruyordu:
“ - Hiç bir şey yolunda gitmedi.
Ama hiç bir şey de beni yolumdan çeviremedi..
-İki şansımız vardı; Ya köpek olup kemikle beslenecektik, ya da dik durup onurumuzla ölecektik!”
-Aynı evrende yaşamamalı cellatlar ve çocuklar. Ya ölmeli cellatlar; ya da hiç doğmamalı çocuklar.”
-Dizlerimin üzerinde yaşamaktansa, ayaklarımın üzerinde ölmeyi tercih ederim.''
-Ernesto Che Guevera-
Anısına..
14 Haziran 1928 - 9 Ekim 1967
Özgürlük ve adalet uğruna direnen, en azından korkup susmayan, sinmeyen ve 2 günlük dünyada ruhunu rahatına satıp da onursuz bir huzur için 3 maymunu oynamayan tüm erdemli kalplere ve devrimci zihinlere selam olsun..
15 Nisan 2021 Perşembe
Dünya Mars’a mı Dönüşüyor?
https://youtu.be/n3EJ4jhNWNY
Buzullar eriyor...Yeşillikler yok oluyor..Gezegen yeni bir tükenişe; belki de Mars’ın kaderini peylaşmaya doğru gidiyor..Dünyadaki insan nüfusu gerçekten de olması gereken oranın çok üstünde..Bu apaçık ve acı bir gerçek. Daha büyük bir gerçek var ki o da şu: Gezegenimiz her ne kadar can çekişiyor gibi gözükse de, insanoğlu olarak verdiğimiz bu zararlar gezegenin doğrudan kendisine değil, çünkü buna gücümüz yetmez(Global Nükleer bir savaş çıkmadığı sürece); asıl zarar, üzerinde yaşayan insan dahil tüm canlılara..Zira dünya 4,5 milyar yıllık ömründe ne meteor yağmurları, devasa gök taşları ve asteroid çarpmaları, yanardağ patlamaları, tamamen lavla kaplanıp herşeyin yanmaları, yeşilliklerin tamamen yokolup atmosferin sıfırdan gidip geri gelmeleri, buzulların tamamen buharlaşmaları ve tekrar yağıp donmalarını ve daha burda sayamayacağım kadar çok nice meteorolojik ve astronomik doğa olayını göredurdu da bana mısın demeyip tekrar canlandı..Ama sorun şu ki; bir insan ömrü, bu felaketlerden sonra gezegenin doğasının tekrar yenilenme sürecinin yanında güneş ve bir virüsün boyutlarının karşılaştırması gibi güdük kalır. 1 milyon yıl ile 500 milyon yıl arası bir süreden söz ediyorum, artık siz önrünüze bölüp gerisini hesabedin..Ve doğa her tükenişinde asıl zarar; gezegenin üzerinde o an hangi canlı yaratıklar yaşıyorsa onlara oldu. Görünen o ki gezegeni yeni bir doğal??(yapay!) felaket bekliyor. Bu açık. Ve malesef bu sefer dünya üzerinde yaşayanlar Dinazorlar değil!
Bu yüzden hepimiz yok olmadan ama hiçbir masum insana da zarar vermeden en fazla 100 yıl içinde dünya nüfusunu barışçıl ve bilimsel önlemlerle düşürmemizin elzem olduğunu düşünüyorum. Ama bunu küresel manipülasyonlarla; yani büyük ölçekte savaşlar çıkarıp insanları birbirlerine kırdırarak, küçük ölçekte gençleri müzikle mafyalığa-silaha özendirip birbirlerine sokarak, uyuşturucu-içki kullanımını güzelleyip yaygınlaştırarak, eşcinselliği kurumsallaştırıp yaygınlaştırarak insan doğasını bozmakla, genetiği değiştirilmiş leş ama parlak ambalajlı kanserojen içerikli sağlıksız besinlerin reklamlarını sürekli tvlerde ve internette döndürerek insanları hasta edip genetik yapılarını bozmakla, hızlı mutasyon geçiren ve yokedilemeyen virüsler yapıp yaymakla, rüzgar ve güneş gibi doğal kaynaklar varken nükleer ve kömür santralleri gibi pislik yayan enerji santralleriyle yapmaya çalışan şeytanların yöntemlerinin de en az bu videodaki hazin tablo kadar korkunç ve aşağılıkça olduğunu düşünüyorum. Sonuç olarak bu tabloyu izledikçe içimdeki derin hüzün artıyor ve Matrix’de Ajan Smith’in Neo’ya söylediği şu sözlerin kulaklarımda çınlamasına engel olamıyorum: “İnsan bu dünyanın virüsüdür. Kanser hücresidir.” Ama ekleme yapmak da istiyorum. Şayet isterse insan; herşeye rağmen dünyanın da, tüm insanların da, hayvanların da ve tüm doğanın da kurtarıcısı olmayı da seçebilir. Özgür İrade! Sevgili dostlarım! Özgür İrade...Her birimiz ayrı ayrı; sadece varolduğumuz bu kutsal küre üzerinde değil, aynı zamanda sonsuzluğa karıştığımız ve tekrar diriltildiğimiz o inanılmaz zamanda da Özgür İradelerimizle yaptıklarımızın sonuçlarını kesinlikle yaşayacağız...Barış üzerinize olsun..
-Emre Baransel-
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)