ALLAH; kendi seçtiği Peygamberine bile; işleri tek başına kararlaştırmasını değil, toplumdaki diğer insanlarla ortaklaşa kararlar alarak belirlemesini, hatta onlara karşı ayrıştırıcı, sert olmayı bırakın, incitici bile olmaması gerektiğini söylüyor ve gayet yumuşak bir dille konuşmasını ve davranmasını istiyor. Aynı şekilde tüm Müslümanların; toplumsal konularda birbirlerine fikir danışarak kararlar almalarını istiyor ama bizim ampül demek ki kendini Peygamber’den üstün görüyor ki tek adam rejimiyle ülke yönetmeye kalkıyor. Bir yerde ALLAH’ın söylemi hiçe sayılıyorsa, terör merör bu işin bahanesidir. ALLAH’ın sözlerinin çiğnendiği yerde nasıl bir Müslümanlık’tan söz edilebilir?
KURAN 3/159 (Ali İmran 159): ‘’ALLAH'ın sana bir bağışı olarak onlara yumuşak davrandın. Kaba ve katı yürekli olsaydın çevrenden dağılır giderlerdi. Onları affet, bağışlanmalarını dile ve yapılacak işler hakkında onlara danış/iş ve yönetim konusunda onlarla şuraya git. Karar verince de ALLAH'a güven; ALLAH güvenenleri sever.’’
KURAN 42/38 (Şura 38): ‘’Onlar, Rab'lerinin çağrısına karşılık verirler, namazı gözetirler, işlerini aralarında danışma ile kararlaştırırlar ve kendilerine verdiğimiz şeylerden de yardım için verirler/bağışta bulunurlar/infak ederler.’’
Kuran’ın bu hükümleri bize ‘’Tek adam rejimini’’ değil, açıkça bugün adına ‘’Parlamenter sistem’’ dediğimiz sistemi işaret eder. Peki demek ki bunu net olarak anladık. Ama şunu da sorabiliriz ve sormalıyız da; peki anki parlamenter sistemdeki danışma mekanizması yeterli midir? Hayır bence bu da yeterli değildir. Daha da olgunlaştırılmalıdır. Mesela CHP bu konuda kendi içersinde iyi bir örnek teşkil ederek; millet vekili belirlemede ‘’ön seçime’’ gitmiş ve Milet vekillerini parti başkanının değil, partililerin ortaklaşa belirmelerini sağlamıştır. Ama diğer hiçbir partide bunu göremiyoruz. Hepsinde parti başkanı kimi isterse onları seçiyor. Diğer konu; ülkede yaşayan her insana tanınması gereken çok daha geniş özgürlük, eşitlik, aşılanması gereken barışçılık ve adil olma ilkeleridir..Yeni bir anayasa olacaksa esasları bunların üzerine kurulmalıdır. Çünkü;
KURAN 2/256 (Bakara 256): '' Dinde zorlama yoktur. Artık doğru ile yanlış, birbirinden ayrılmıştır: O halde, şeytani güçlere ve düzenlere (uymayı) reddedenler ve Allah'a inananlar, hiçbir zaman kopmayacak en sağlam kulpa tutunmuşlardır. Zira, Allah her şeyi işitendir; her şeyi bilendir.''
KURAN 88/21-22 (Gaşiye 21-22) ''Artık sen öğüt ver! Sen ancak bir öğüt vericisin. Sen, onlar üzerinde bir zorba değilsin.''
Bu insanların bahsettiği şey ALLAH'ın kitabına uygun değil. Tek başına şu ayet bile yeter:
KURAN 39/18 (Zümer 18): ''Onlar ki sözü (kavl) dinlerler ve en güzeline uyarlar. Onlar, ALLAH'ın yol gösterdiği kimselerdir. Onlar akıl sahipleridir.''
Bir başkanlık sisteminde bu ayeti nasıl uygulayacaksınız? Bunu kimse açıklayamaz. Başkanlık sisteminde tek kişi konuşur. Bu durumda diğer sesleri duymadan hangi sözün daha güzel olduğuna ve hangisine uyacağına nasıl karar vereceksiniz?
Bir diğer önemli konu da; suçlara hak edilen cezaların verilmemesi meselesidir. Mesela; çocuk tecavüzcüleri, hırsız politikacılar, teröristler, adam yaralama, dolandırıcılık, kundaklama, adam öldürme gibi suçlara çok daha caydırıcı cezalar verilen yeni bir anayasa ortaklaşa kararla yapılmalıdır. Yani daha da yaygın bir danışma sistemi kurmaya çalışacağımıza, var olan danışma sistemini de çökertip tek adam sistemine evirmeye çalışıyoruz. Oysa kusura bakmayın ama ALLAH’ın kitabına baktığımızda, referanduma evet’le getirilmeye çalışılan sistemin ancak; ‘Firavun’un Sistemi’ olduğunu görüyoruz:
KURAN 28/4 (Kasas 4): ‘’Şu bir gerçek ki, Firavun yeryüzünde zorbaca baskı kurmuş ve ülke halkını kastlara/sınıflara ayırmıştı. Onlardan bir sınıfı zayıf ve güçsüz düşürmek istiyor, erkek çocuklarını öldürtüp kadınlarını sağ bırakıyordu. O, gerçekten de bozguncunun tekiydi.’’
ALLAH kendi hüküm koymadığı durumlarda kararları; yine Kuran ışığında ortak akla bırakmıştır (Maide 101-102). Bu durumda bu geniş alanda kararları insanlar birbirlerine danışarak alırlar. Yani modern adıyla; 'Parlamenter Sistem'. Olay bu.
http://gumuskayakci.blogspot.com.tr/2017/02/kurana-uygun-olan-parlamenter-sistemdir.html
25 Şubat 2017 Cumartesi
23 Şubat 2017 Perşembe
Din'den Para Kazanan Veya Çıkar Sağlayan Şarlatanları İfşa Edin!
Evreni yaratan varlığın eşsiz mesajı yerine; hurafeleri ve uydurma rivayetleri din edinmiş, din adamlarını nerdeyse birer ilah olarak gören ve "Kuran'ın mesajı" işlerine gelmeyen, çıkarlarına uymayan dinbazlardan bana sürekli mesajlar geliyor:
"Neden sen din hakkında konuşuyorsun, senin işin bu değil, kendi işine baksana!" diyorlar...
Oysa bilinenin ve bugüne kadar hepimize öğretilen yanlış ezberlerin tam aksine; ALLAH geçim kaynağı "Din" olan, yani dinden para kazanan; "Din Adamı" olarak adlandırılan balon bir zümrenin var olmasını istemiyor. ALLAH'ın mesajını dünya üzerindeki insanlara aktarmak; kendisini Müslüman (ALLAH'a teslim olan) olarak adlandıran herkesin ayrı ayrı görevidir. Kendilerine bir çok farklı isimler veren ama genel adları; "Din adamı" olan ve dinden para kazanan özel bir zümre veya grubun değil. Bu da demek oluyor ki; her Müslüman; işi ne olursa olsun, bir yandan da bireysel olarak kendi inanç sistemini ve bu inanç sisteminin tek kaynağı olan, evrenin yaratıcısının mesajlarını içeren kitabı çok iyi bilmek, öğrenmek, aklını kullanmak, kritik etmek, sorgulamak, hissetmek ve ondan öğrendiklerini en doğru şekilde insanlara aktarmak durumundadır. Yoksa ALLAH yerine; din adamları denilen, tek geçim kaynağı "Din" olan veya "Din Bulaştırılmış Siyaset"le; Din'i insanları kullanmak için araç olarak kullanan dinbaz siyasetçi yamyam zümrelerinin kulu olup, koyun sürüsü haline gelip uyutularak sömürüldükçe sömürülür..Üstelik seve seve, sömürüldüğünün ve aslında ALLAH'ın istediğinin tam zıttını yaptıklarının farkında bile olmadan..Bknz:
KURAN 36/21 (Yasin 21): "Sizden bir ücret istemeyenlere uyun. Onlar doğru yoldadır."
KURAN 9/34 (Tevbe 34): "Ey inananlar; ahbar ve ruhbanların / hahamların ve rahiplerin / din bilginlerinin ve din adamlarının çoğu insanların mallarını haksızca yerler ve onları ALLAH'ın yolundan saptırırlar. Altın ve gümüşü yığıp ALLAH yolunda harcamayanları can yakıcı/acı bir azabın beklediğini müjdele."
KURAN 3/187 (Ali İmran 187): "ALLAH kendilerine kitap verilenlerden, 'Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, gizlemeyeceksiniz,' diye söz almıştı. Fakat onlar, onu arkalarına atıp az bir fiyata sattılar. Ne kötü bir alış veriş!"
Dinden para kazanan sarıklı cübbeli şalvarlı hoca efendiler, şeyhler, gavslar, mürşidler, menziller, kutuplar..adları artık her ne haltsa..En çok uzak durmanız gereken tiplerdir..Oysa Kuran; tüm insanlığa açıktır ve evrenseldir. Dini yalnızca ALLAH'ın kitabından öğrenin. Onların anlattıkları saçmalıkların tam zıttının ALLAH'ın kitabında olduğunu; anlayarak, anladığı dilden, aklını ve kalbini açarak okuyan ve sevap almak değil, "öğüt almak" için okuyan aklı başında herkesin biraz gayretle anlayabileceğini göreceksiniz... Selamlar
KURAN 43/43-44 (Zuhruf 43/44): "Öyleyse sana vahyedilene sımsıkı sarıl! Hiç kuşkusuz, sen, dosdoğru bir yol üzerindesin. Doğrusu bu (Kuran); sana ve toplumuna bir öğüttür. Siz ondan sorumlu tutulacaktır."
KURAN 7/3 (Araf 3): "Rabbinizden size indirileni izleyin. O'nun dışında birtakım otoritelere/velilere asla uymayın! Ne kadar az öğüt alıyorsunuz."
KURAN 45/6 (Casiye 6): "Bunlar, sana gerçek olarak okuduğumuz ALLAH'ın ayetleridir. ALLAH'tan ve O'nun ayetlerinden sonra hangi söze inanıyorlar?"
"Neden sen din hakkında konuşuyorsun, senin işin bu değil, kendi işine baksana!" diyorlar...
Oysa bilinenin ve bugüne kadar hepimize öğretilen yanlış ezberlerin tam aksine; ALLAH geçim kaynağı "Din" olan, yani dinden para kazanan; "Din Adamı" olarak adlandırılan balon bir zümrenin var olmasını istemiyor. ALLAH'ın mesajını dünya üzerindeki insanlara aktarmak; kendisini Müslüman (ALLAH'a teslim olan) olarak adlandıran herkesin ayrı ayrı görevidir. Kendilerine bir çok farklı isimler veren ama genel adları; "Din adamı" olan ve dinden para kazanan özel bir zümre veya grubun değil. Bu da demek oluyor ki; her Müslüman; işi ne olursa olsun, bir yandan da bireysel olarak kendi inanç sistemini ve bu inanç sisteminin tek kaynağı olan, evrenin yaratıcısının mesajlarını içeren kitabı çok iyi bilmek, öğrenmek, aklını kullanmak, kritik etmek, sorgulamak, hissetmek ve ondan öğrendiklerini en doğru şekilde insanlara aktarmak durumundadır. Yoksa ALLAH yerine; din adamları denilen, tek geçim kaynağı "Din" olan veya "Din Bulaştırılmış Siyaset"le; Din'i insanları kullanmak için araç olarak kullanan dinbaz siyasetçi yamyam zümrelerinin kulu olup, koyun sürüsü haline gelip uyutularak sömürüldükçe sömürülür..Üstelik seve seve, sömürüldüğünün ve aslında ALLAH'ın istediğinin tam zıttını yaptıklarının farkında bile olmadan..Bknz:
KURAN 36/21 (Yasin 21): "Sizden bir ücret istemeyenlere uyun. Onlar doğru yoldadır."
KURAN 9/34 (Tevbe 34): "Ey inananlar; ahbar ve ruhbanların / hahamların ve rahiplerin / din bilginlerinin ve din adamlarının çoğu insanların mallarını haksızca yerler ve onları ALLAH'ın yolundan saptırırlar. Altın ve gümüşü yığıp ALLAH yolunda harcamayanları can yakıcı/acı bir azabın beklediğini müjdele."
KURAN 3/187 (Ali İmran 187): "ALLAH kendilerine kitap verilenlerden, 'Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, gizlemeyeceksiniz,' diye söz almıştı. Fakat onlar, onu arkalarına atıp az bir fiyata sattılar. Ne kötü bir alış veriş!"
Dinden para kazanan sarıklı cübbeli şalvarlı hoca efendiler, şeyhler, gavslar, mürşidler, menziller, kutuplar..adları artık her ne haltsa..En çok uzak durmanız gereken tiplerdir..Oysa Kuran; tüm insanlığa açıktır ve evrenseldir. Dini yalnızca ALLAH'ın kitabından öğrenin. Onların anlattıkları saçmalıkların tam zıttının ALLAH'ın kitabında olduğunu; anlayarak, anladığı dilden, aklını ve kalbini açarak okuyan ve sevap almak değil, "öğüt almak" için okuyan aklı başında herkesin biraz gayretle anlayabileceğini göreceksiniz... Selamlar
KURAN 43/43-44 (Zuhruf 43/44): "Öyleyse sana vahyedilene sımsıkı sarıl! Hiç kuşkusuz, sen, dosdoğru bir yol üzerindesin. Doğrusu bu (Kuran); sana ve toplumuna bir öğüttür. Siz ondan sorumlu tutulacaktır."
KURAN 7/3 (Araf 3): "Rabbinizden size indirileni izleyin. O'nun dışında birtakım otoritelere/velilere asla uymayın! Ne kadar az öğüt alıyorsunuz."
KURAN 45/6 (Casiye 6): "Bunlar, sana gerçek olarak okuduğumuz ALLAH'ın ayetleridir. ALLAH'tan ve O'nun ayetlerinden sonra hangi söze inanıyorlar?"
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)